Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Nesin ve Erol Önderoğlu, birer gün bir gazeteyle dayanıştıkları için, ifade vermeye çağrıldılar. Hızla mahkemeye çıkartıldılar ve tutuklandılar.
Her üç isim de Türkiye’de ve hatta dünyada verilen demokrasi mücadelesinde aktif bir şekilde yer alan isimler. Tutuklanmalarının nedeni, dayanıştıkları, bir gün yayın müdürlüğü yaptıkları gazetenin Özgür Gündem olması. Yani Kürt halkının sorunlarını, taleplerini, maruz kaldığı baskıları dile getiren tek günlük gazete olması. Bu gazeteyle sadece bir günlük dayanışma, bu üç aktvistin tutuklanmasına neden oldu.
Bu kuşkusuz her şeyden önce, Kürt halkıyla dayanışmak isteyenlere verilen bir gözdağıdır. Daha önce bir barış metni imzalayan akademisyenlerden dördünün tutuklanması gibi. “Kürtlerin yanında durmayın!”, “Kürtlerle dayanışmayın!”, “Kürt meselesinde yaşanan gerçekleri açıklamayın”, “Cizre’de ne olduğunu unutun”, “Türkiye’nin savaş politikasını eleştirmeyin”… Şebnem Korur Fincancı ve arkadaşlarının tutuklanmasının temel gerekçesi bu.
Devlet, geçen yıl Kürt sorununda çözüm politikaları yerine çatışma politikaları devreye girdiğinden beri yerli ve milli bir koalisyon inşa ediyor. Bu, Suriye’de Kürtlerin siyasi kazanım elde etmesinin engellenmesini her şeyin üzerine koyan, geri kalan tüm gelişmelerin yanında önemsiz kaldığı bir yeni devlet konsepti. Bu konsept, Kürt halkının tüm yasal kurumlarını, partilerini, yayın organlarını, medyasını, derneklerini kriminalize etmeyi hedefliyor.
HDP, terör destekçisi!
Demirtaş, öyle!
Yüksekdağ ve hakkında fezleke hazırlanan HDP vekilleri.
Özgür Gündem gibi, Türkiye’deki basın yasaları kapsamında yayın yapan bir gazete de terör yayın organı olarak kodlanıyor. Bu gazeteye bir günlük de olsa dayanışanlara da aynı suçlama getiriliyor.
Şebnem Korur Fincancı’nın mücadele tarihinin her bir evresi demokrasi için verilen mücadelenin kazanımlarının tarihidir. İnsan hakları alanında Şebnem hoca en öndedir, haksızlığa karşı mücadelede en öndedir, adli tıpta delillerin karartılmasına karşı, Şebnem hoca en önde mücadele vermektedir, Ergenekon davasında, Şebnem Korur Fincancı darbecilerin ve katillerin yargılanması için davaya müdahil olan bir darbe karşıtıdır.
Devlet, sadece Kürtlerle dayanışanları korkutmaya çalışmakla yetinmiyor, AKP liderliği ve Ergenekon’un simgelediği tüm güçlerin ittifakını koordine ederek intikam da alıyor.
Şimdi, kendilerini gücünün zirvesinde sananlar, basın özgürlüğünü ayaklar altına almaya çalışanlar, darbecilerle uzlaşanlar, insan hakları aktivistlerini tutuklamayı kural haline getirenler, hangi konsept içinde hangi ittifakları kurarsa kursunlar, biz ne barışı talep etmekten ne de ezilenlerin dayanışmasını inşa etmekten vaz geçeceğiz.
Şebnem Korur Fincancı’yı, Ahmet Nesin’i, Erol Önderoğlu’nu, cezaevinde tutuklu bulunan tüm gazetecileri, Kürt gazetecileri serbest bıraktırana kadar mücadeleye devam edeceğiz.
Barış isteyenlere değil, ölüm isteyenlere dokunun!
Gazetecilik suç değildir!
Şebnem Korur Fincancı başımızın tacıdır!
Şenol Karakaş