Beşiktaş taraftarı yeni sahasına kavuşmanın mutluluğunu yaşayacakken, Beşiktaş başkanının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik övgü dolu sözlerinin ifrata varması nedeniyle kaçınılmaz bir şekilde hüzünlendiler.
BJK başkanı Fikret Orman, kısa konuşmasında her cümlenin başına “sayın Cumhurbaşkanım” girişini ekleyip, her cümlenin sonuna da nokra yerine “Sizin sayenizde” vurgusunu koydukça, taraftarlar "olmaz olsun böyle stat" demişlerdir muhtemelen. Yanlış anlaşılmasın, BJK stadının inşa edilmesi için Erdoğan, bürokrasinin aşılmasında belirleyici bir rol oynamış olabilir ve bu nedenle takımın başkanı teşekkür de edebilir ama söz konusu olan bir teşekkürden daha fazlasıydı, söz konusu olan, “bizi siz yarattınız” diyerek Erdoğan'ın önünde yerlere kadar eğilmesiydi başkanın.
Bu çok önemli değil kuşkusuz. Milyarlarca doların döndüğü bir piyasadan söz ediyoruz. Futbol piyayası deyip geçmemek gerekir. Türkiye’de futbol endüstrisinin değerinin 5 milyar dolar olduğu düşünülüyor.
Sadece Süper Lig’in değeri yaklaşık 1 milyar Euro.
Futbol yayın haklarının piyasasının 500 milyon Euro olduğunu düşünürsek, bal tutanın parmağını yaladığı bir sektörden bahsettiğimiz çok açık. Sektör bu kadar değerli olunca kulüp başkanlarının cumhurbaşkanlarının önünde eğilip bükülmesinde bir acayiplik olmuyor.
Acayiplik, tartışmanın Bertholt Brecht’in şiir yazdığının yok sayılmasında başlıyor. Brecht, “Okumuş bir işçi soruyor şiirinde”, tarihi krallar, padişahlar, başkanlar ve devlet başkanlarının yaptığı iddiasına net yanıtlar veriyordu:
“Hindistan’ı nasıl aldıydı tüysüz İskender?
Tek başına mı aldıydı orayı?
Nasıl yendiydi Galyalılar’ı Sezar?
E bir aşçı olsun yok muydu yanında?
İspanyalı Filip ağladı derler
batınca tekmil filosu.
Ondan başkası ağlamadı mı?
Yediyıl Savaşı’nı 2. Frederik kazanmış?
Yok muydu ondan başka kazanan?
Kitapların her sayfasında bir zafer yazılı.
Ama pişiren kim zafer aşını?
Her adımda fırt demiş fırlamış bir büyük adam.
ama ödeyen kimler harcanan paraları?”
İdeolojik illüzyon böyle bir şey işte. Kapitalizm sadece garip bir şekilde 1.6 trilyon dolarlık bir futbol endüstrisi yaratmakla kalmıyor, o dev statları yapan, spor müsabakalarının akışını, gerçekleşmesini, yayınlanmasını, taraftarların müsabakaları izlemesini sağlayan emek gücünü yok hükmünde ilan ediyor. Oysa, İstanbul’da yolu Gümüşsuyu’ndan geçenler yüzlerce işçinin gece gündüz çalıştığına tanıklık ettiler. Gece-gündüz ve kar-çamurda tehlikeli koşullarda. Stadın yapımında 50 yaşında Şahin Aydın adındaki işçi iş cinayetinde öldü. İskeleden düştü.
Sadece BJK değil elbette söz konusu olan. Sefalet ücretiyle inşaatlarda çalışan, iş kazalarında ölen, emekleri yok sayılan milyonlarca işçiyi şimdilik görmezden gelebilir kapitalizm. Ama bu şansını kaybedeceği aşama çok uzak değil. O zaman ne yerlere kadar eğilen kulüp başkanı para babalarının ne de önünde yerlere eğilinen cumhurbaşkanlarının kudreti beş para edecek.
Rıfat Solmaz