“İlk ortaya çıkış amaçları bir yana, sendikalar, şimdi işçi sınıfının tam kurtuluşunun genel çıkarı için sınıfın örgütlenme merkezleri olarak bilinçli davranmasını öğrenmek zorundadırlar. Onlar, bu doğrultuda eğilim gösteren her toplumsal ve siyasal harekete yardım etmelidirler. Kendilerini bütün işçi sınıfının savunucuları ve temsilcileri olarak görüp ona göre davranırken, örgütlenmemiş insanları kendi saflarına kazanmamazlık edemezler.”
(Karl Marx, Sendikaların Görevleri, 1866)
Sendikalar, 200 yıl önce gerçekleşen Sanayi Devrimi’yle birlikte işçi sınıfının haklarını korumak için ortaya çıktı.
“Özgürlük, eşitlik, kardeşlik” sloganıyla iktidarı asillerin elinden alan burjuvazi, işçi sınıfına günde 12-14 saat çalışmayı, kadınları ve çocukları maden ocaklarına indirmeyi, ücretli köleliği dayattı. O günden bugüne devam eden sermayenin ekonomik saldırısına karşı işçilerin birleşmekten başka yolu yoktu.
İşçi sınıfının gücü sayısal çokluğundan ve üretimde tuttuğu nesnel konumdan gelir. Bütün işçilerin ortak sorunlarına ortak çözümler öneren sendika denen işçi birlikleri, fabrikalardan, işyerlerinden doğdu.
İşçi sınıfının örgütlenme merkezleri olan sendikalar, onun sermaye ile kavga ettiği ekonomik alandan çıkıp genel siyasi mücadele alanına müdahale edebilir hale gelmesinin de aracıydı. Ve sadece kendi üyelerinin değil değil kapitalizmin kurbanı olan tüm kesimler için de mücadele ettiklerine milyonları ikna etmeliydiler.
Bugün Türkiye’deki duruma baktığında insan “Marx ne kadar haklısın” diye bağırmak istiyor.
Asgari ücret hükümet tarafından tek taraflı belirleniyor. Sendikalardan tepki yok.
Madenlerde, şantiyelerde, tersanelerde işçiler ölüyor. Sendikalardan ses yok.
Türkiye’de barış süreci yaşanıyor yani Kuzey Kürdistan ve Türkiye işçi sınıfının en büyük problemi çözülüyor. Sendikalardan destek yok.
20 milyondan fazla emekçinin sadece yüzde 10’u sendikalı ve sendikalar örgütsüz çoğunluğu kapsamak için hiçbir şey yapmıyor.
Her türden sağcılığın işçi sınıfı saflarında cirit atmasının nedeni işçi sınıfının örgütsüzlüğüdür.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)