Barzani sonrası tartışmalar

20.12.2015 - 14:26
Hakan Tahmaz
Haberi paylaş

Kürdistan Bölge Yönetim Başkanı Mesut Barzani’nin Ankara ziyareti haftanın öne çıkan konularından bir oldu. Ziyaret sırasında ele alınan konular kadar, görüştüğü kurum ve kişilerde tartışma yarattı.

Çünkü Türkiye’nin doğu sınır hatlarında yaşanalar, Türkiye, Rusya-Bağdat ilişkilerindeki kırılma ve Kürd hâlleri Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni doğrudan ilgilendiren gelişmelerdir. Türkiye-Kürdistan Bölgesel Yönetimi ittifakının her ikisinin de hayrına olduğunu kavramadan bu konu üzerine kurulacak her cümle eksik kalır.

Hewler, Ankara ilişkilerinde yaşanan her türden gelişme Türkiye’nin normalleşmesine katkıdır. Bu doğrultudaki her türde pozitif gelişme Türk milliyetçiliğinin, Kürd karşıtlığının zayıflatılmasıdır. 

Ankara’nın tıkanan çözüm sürecinde kulak kabartacağı adreslerden birinin Hewler olması bu ilişkiyi daha da önemli kılıyor. Önemli olan bu durumun bölgedeki Kürd siyasal güçler arasındaki rekabet ve çelişkiler ekseninde değerlendirilmemesidir. Bu eksende davranış sergilemenin bölgesel Kürd mücadelesine bu güne kadar olduğu gibi bundan sonrada zarar vermeye devam edecektir.  Bunun farkında olmak Kürd ana siyasal aktörler arasındaki ilişkilerin normalleşmesine hizmet etmeyi gerektir. 

PKK ve KDP arasındaki tarihsel çelişkileri ve çekişmeyi eksen alan tahliller, ateşe körükle gitme halleri salt Kürdlerin mücadelesine zarar vermekle kalmıyor, bölgedeki bütün dengeleri alt üst ediyor.

Kürdistan Bölge Yönetim Başkanı Mesut Barzani’nin ziyaret sonrası iki konu etrafında yazılan senaryolar ile bulanık suda balık avlanmaya çalışılıyor. Biri çözüm süreci üzerine yazılan senaryo diğeri Türk Ordusunun Kandil’e karşı olası askeri operasyon senaryosu.

İmralı ile çözüm hedefli her hangi bir yeni ilişki tesis edilmesi Öcalan rızası ile olacaktır. Buna ilişkin muhatapların kimliklerinden şüphe duyarak baştan mahkûm etmeye çalışmam iki yıllık Çözüm Süreci’nde en fazla tekrarlanan yanlışlardandır.  Öcalan’a açık veya gizli güvensizlikle çözüm sürecine çelme atma tavırları bugün insanlara insanlıklarını unutturacak bir savaşa yol açtı. Egemen ulusa ait olma hali bu tartışmada da önemli bir yön belirledi.  PKK’nin KDP ile ilişkisinin normalleşmesini tehdit olarak algılayanların büyük bir bölümü, Kürd demokratik siyasetin Türkiyeleşmesinden, 90 yıl sonra hala Cumhuriyetin kurucu partisi olmak ile övünen CHP ile demokrasi cephesi kurmasında ısrar etmeleri tam da egemen ulusa ait olma halidir.   

Bazı  Kürd siyasi şahsiyetlerin bu türden yaklaşımları önemsemeleri ve dikkate almaları ise anlaşılır bir şey değildir. 

Abdullah Öcalan ile devlet temsilcilerin dışında yapılacak her türden görüşmenin bu tecrittin kırılması doğrultusunda bir darbeye dönüşeceğini görmemek büyük bir aymazlıktır.

Kandil’e dönük askeri operasyon hazırlıkları üzerine üretilen senaryo ise Türkiye’nin maceracı çıkışlarına dayanıyor. Türk ordusu Başika bölgesine gönderilen bazı askeri birliklerini Güney Kürdistan’da bulunan üslerine geri çekmiş olması bu senaryonun omurgasını oluşturuyor.

Başbakan Ahmet Davutoğlu DAİŞ tehdidi’ için orada bulunduğunu açıkladı. Türk askerin konuşlandığı bölge Kandil’e yakın DAİŞ’ir bulunduğu bölgeye ise oldukça uzak olması kaygıları artırıyor. 

Eğer iddia edildiği gibi bir planlama varsa bunun nelere yol açacağını en iyi öngörebileceklerden birinin Barzani olduğu kesin. Bugün yapılacak ‘sınır ötesi bir operasyonun’  2008'i kat be kat aşacağı aşikâr. PKK’nin de, çözüm sürecinin aldığı hal bakımından buna dair bir hazırlığı ve planı olması kadar normal bir şey yok. 

Bu senaryo sahipleri siyaseti ve gelişmeleri eski ezberleri ile anlamaya çalıştıkları için hep kötü senaryolar yazmaya devam ediyorlar. Değişen Ortadoğu’nun temel aktörlerinden birinin değişen Kürdler olduğunu kavrayamadılar.  

Türk devleti ve Kürd mücadelesi tarihi bir eşikte. Bugünkü savaşın artık hendek savaşı, 7 Haziran seçim sonuçları savaşı olmadığı açığa çıktı. Büyük bir kırılmanın, kopuşun eşiğindeyiz. İnsanlığımızla imtihanla yüz yüzeyiz. Bu eşiği nasıl aşacağımız kaderimizi belirleyecek. Bu süreçte Kürdler arası ilişkiler de en önemli belirleyici olacak.

Hakan Tahmaz

(BasNews)

Bültene kayıt ol