Devrimleri kim yapar?

Her iki kişiden birinin bu seçimde AKP’ye oy vermesi, emekçi sınıfları hakir gören sağcı-elitist fikirler gibi, genellemeci, yüzeysel, emekçi sınıflara karamsar bakan sol yaklaşımları da canlandırdı.

“Beyinsizler”, “cahiller”, “bidon kafalılar”, “gözü dinden başka bir şey görmeyenler” elitist fikirleri, bütün devrimler tarihinin inkârıdır. Nerede bir toplumsal ayaklanma ve devrimci kalkışma varsa, bunu gerçekleştirenlerin çoğu o ana kadar muhazafakar/sağcı fikirlerin etkisi altındaydı.

1789’da Fransa’da burjuva devrimini mümkün kılan, Jakobenlerin otoriterliği değil “baldırı çıplaklar” olarak aşağılanan emekçilerin kitlesel mücadelesiydi. O cahiller, 1871’de Paris Komünü’nü kurarak tarihin en demokratik ‘devlet olmayan devletini’ yarattılar.

1905 ve 1917 Rus devrimlerini gerçekleştirenler, kiliseye bağlı, Çar’ı baba olarak gören, sıfır eğitimli, milliyetçi, cinsiyetçi ve hatta ırkçı fikirleri taşıyan işçilerdi.

2011’de Tunus ve Mısır’da başlayıp dünyaya yayılan küresel ayaklanma dalgasını başlatanlar, muhakkak Ortadoğu elitleri tarafından “bidon kafalı” olmakla itham edilmiş yoksullardı.

Tarihte nerede insanlığın ortak çıkarları ve özgür geleceğine doğru atılmış bir adım varsa, bunu yapanlar, kitaplardan değil kendi mücadelelerinden öğrenen, dünyayı değiştirirken kendilerini de değiştirebilen sıradan insanlardır.

Sınıf mücadelesini, kendi seçtiğimiz değil devraldığımız koşullarda sürdürürüz ve bu koşullar kapitalist toplumun nesnel yapısı/işleyişi üzerinde şekillenir.

Egemen fikirler, egemen sınıfın fikirleridir. Üretim araçlarını elinde bulunduran azınlık, entelektüel üretim araçlarının da sahibidir. Aileden okula, erkekseniz kışlada, hayatın geri kalan zamanı medya araçlarıyla, milliyetçilik, ırkçılık, cinsiyetçilik, homofobi, Yahudi düşmanlığı gibi sınıflı toplumların tarihinden çıkmış tüm pislikler üzerinize pompalanır.

Emekçi kitelelerin, bu akıl dışı düzen altında yaşamaya, kendilerini soyan partilere oy vermeye rıza göstermesini sağlayan hakim burjuva fikirlerin arkasında elbette egemen sınıfın şiddet aygıtı devlet vardır.

Kitleler mücadelenin içinde düzenin fikirlerinden kurtulur. Mücadele durursa hakim fikirler yine çalışmaya başlar.

Devlet arkasında durmasa, her gün düzen kurumları tarafından üretilmese, hizmet ettikleri burjuva sınıf egemenliği olmasa, hakim gerici fikirler hızla tarihe karışır.

Sosyalistler emekçi sınıflara kızmaz, onları suçlamaz. İşçi sınıfının saflarında hakim fikirlere karşı mücadele ederiz. Bu fikirlerin yarattığı suni bölünmelere karşı işçilerin birliğini savunuruz.

Volkan Akyıldırım

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

son yazıları

Silahlanma yarışı ve militarizm ile yoksulluk arasında bağ var
Demokrasi mücadelesi büyütülmeli
Demokratikleşme için mücadele devam etmeli

ilginizi çekebilir

2025_09_09T143003Z_1272711583_RC28OGAYYLOD_RTRMADP_3_NEPAL_PROTESTS
Asya’da mücadele dalgası: Yozlaşmış ve baskıcı yönetimler düşüyor
1625358843701
Brezilya’da bir dönüm noktası: Darbeciler ilk defa soruşturulup cezalandırıldı
Cosmopolitan_Manifest_1191_af474cc8a9
Sadece Manifest'e değil kadınların özgürlüğüne saldırı