“İngiliz burjuvazisi için yeryüzünde her şey, kendisi dahil, para uğruna vardır, başka hiçbir şey uğruna değil. Hızlı kazançtan başka bir mutluluk, altın yitirmekten başka bir sızıdan haberli değildir. Bu hırs ve kazanma şehveti karşısında, tek bir insancıl duygunun lekelenmeden kalması kabil değildir.” (İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu, Engels)
2014’ü Tayyip Erdoğan’la kavga ederek kapatan TÜSİAD, demokratik kazanımların gasbedilmesini ve baskıcı bir rejimin kurulmasını engellemek gibi toplumun geniş kesimlerini ilgilendiren “ilerici” amaçlara sahip değil.
Karl Marx’ın yoldaşı Friedrich Engels’in İngiliz burjuvazisine dair söyledikleri, Türk burjuvazisi için de geçerli.
Uluslararası Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) adlı küresel sermaye birliğine üyesi 34 ülke arasında Türkiye, vatandaşlarının en mutsuz olduğu ülke olarak son sırada. Çalışma saatlerine bakıldığında ise 8. sırada.
Dünyada ortalama yaşam süresi 82’ye ulaşmışken Türkiye’de 72. Erken ölümün nedeni ise aşırı çalışma ve ücretlerin düşüklüğünün sonucu olan yaşam kalitesinin diplerde sürünmesi. Madenlerde, inşaatlarda, ofislerde günde 12 saat, haftada altı gün çalışırken nasıl mutlu olabiliriz ki?
Çoğunluk mutsuz ama bir azınlık için işler her zamanki gibi tıkırında.
Türkiye’nin en büyük 500 şirketi, 2013 yılında kârlarını yüzde 25.3 oranında artırdı. Asgari ücret ise geçen yıl yüzde 3, bu yıl yüzde 6 arttı.
En yoksul yüzde 10’luk kesim toplam gelirden yüzde 2.5’lik pay alırken, en zengin yüzde 10’luk kesim gelirin yaklaşık yüzde 30’unu aldı. En zengin ve en yoksul 8 milyonluk nüfus dilimleri arasında 13.6 katlık gelir farkı meydana geldi.
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana sınıf egemenliğini şiddetle sürdüren Türk tekelci burjuvazisi, emekçi sınıfların önüne atılan kırıntılar konusunda Erdoğan ve AKP ile hemfikir. Anlaşamadıkları nokta ise tüm zenginliği kendilerinin istemesi. “Anadolu sermayesi” olarak adlandırılan egemen sınıfın diğer kanadının gelirden aldığı pay, aralarındaki kavganın asıl nedeni.
İster “yandaş” ister “muhalif” olsun, her şeyin para demek olduğu vicdansız kapitalistlere karşı topyekûn mücadele, biz emekçilerin acil gündemi.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)