Önceki üç seçimde olduğu gibi 1 Kasım’da da HDP’nin barış ve demokratik çözümü getirecek zaferi için mücadele ediyoruz. Ancak derinleşen politik krize emekçi sınıfların lehine bir çözümü içeren yanıt ve köklü bir değişim, sadece parlamenter mücadele ile gelmez.
Unutmamak gerekir. Bu devlet, Erdoğan ve AKP iktidarda olmadan önce Kıbrıs’ın kuzeyini işgal etmiş, Kürtlere karşı savaşmış, NATO’nun bir parçası olarak sağa sola işgal birlikleri yollamıştı. Cumhuriyet kurulduğu günden bu yana, hükümetler değişse de, meclis her zaman devletin çıkarlarının uygulayıcısı oldu.
Burjuva demokrasisinde parlamento, egemen sınıfın şiddet aygıtı devletin bir parçasıdır. “Milletin egemenliği” ucuz bir yalandır. Şu ya da bu egemen sınıf partisinden seçilerek meclise giren milletvekilleri, dört boyunca halkın denetiminden uzaktır.
Parlamentolarda halkın egemenliği, ancak dışarıda kitlesel mücadeleler var olduğunda, bunlar kazandığında belirir. Kürtlerin mücadelesi buna örnektir. Yakın zamana dek bırakın meclisi, herhangi bir yasal alanda mücadele etmeleri devlet şiddetiyle engellenen, bütün partileri kapatılan ve temsilcileri hapse atılan Kürtler, aşağıdan mücadeleyle varlıklarını ve taleplerini gündeme getirdi. Türkiyeli barış yanlılarının da desteğini kazanan HDP, Kürdistan’da parlamenter alanın dışında verilen kitlesel mücadelelerinin ürünüdür.
Büyük yığınlar henüz devrim fikrinden uzak, çözümü parlamentodan beklerken, sosyalistler bu gerçeği veri olarak kabul eder. Parlamenter alanda da mücadele yürütürüz. Seçimlerde işçilerin ve ezilenlerin lehine olan en iyi seçeneğin kazanması için çalışırız. Sandıklar kapandıktan sonra dönüp emekçi sınıflara gerçeği anlatırız.
Devlet, çoğunluğun bilinçli eylemi olan bir devrimle yıkılmadan yeni bir topluma geçilemez. Devrim, sadece “teknik” olarak egemen sınıfın şiddet aygıtı devletten kurtulmak için değil, böylesi bir eyleme girişen kitlelerinin kendi kendilerini de değiştirebilmesi, eski toplumun fikir, gelenek ve tortularından kurtulabilmesi için de gerekli.
1 Kasım’da sandıkta HDP’ye oy vereceğiz. HDP’ye verilen her oy batıdaki işçi sınıfında hakim olan milliyetçi fikirleri geriletecektir. Kürtlerin kurtuluşu, Türkiye işçi sınıfının devlete karşı mücadelesine de uygun zemini hazırlayacak.
2 Kasım’dan itibaren hayatın her alanında devrimci mücadeleyi yükseltip, sosyalist alternatifi inşa edeceğiz. Batıdaki işçi sınıfı için antikapitalist bir alternatif yükselmeden bize kurtuluş yok.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)