400 cinneti

09.09.2015 - 10:10
Ahmet Kuzik
Haberi paylaş

400 vekili alırlarsa başlayacak esas canavarlık.

Ne Kristallnachtlar yaşanacak ondan sonra, ne 6-7 Eylüller...

Bu sefer hedef sâdece Müslüman olmayan nüfus olmayacak.

En başta Alevîler olmak üzere kendi inanç şablonlarına uymayan herkes av olacak. Bir nevi IŞİD kafasıyla harekete geçecekler. Kendilerine biat etmeyen, devşirilmeye direnen bütün Kürtler hedefte olacak. Kristallnachtlarla da bitmeyecek vahşet. Uzun Bıçaklar Gecesi veya geceleri (Nacht der langen Messer) de yaşanacak. AKP içindeki muhalifler ve tam etmeyenler, etek öpmeyenler tasfiye edilecek. Öldürülerek tasfiye edilecekler. Başta -elbette- sosyalistler olmak üzere bütün muhalifler susturulacak. Ya öldürerek ya hapsederek ya da işsiz ve aç bırakıp konuşamaz hâle düşürülerek. Sonra sıra o meşhur, Türkiye’nin esas sahibi olduklarını zanneden, herkesi ve her şeyi idareyle vazifeli “koyu beyaz”lara gelecek sıra. Onlar şu sıra dalgalarına bakıyorlar, biiçlerde bronzlaşıyorlar laik laik... Ölen çocuklar bir nevi sarf malzemesi onlar için. Bağdat Caddesi’ndeki, Ulus'taki, Teşvîkiye’deki bütün “muasır medeni” batılı (!) familyaların evleri basılacak. Ne malları kalacak ne mülkleri. Zirâ en az Hristiyanlara ve Alevîlere düşman olduğu kadar düşmandırlar beyaz Türk’e.

Yukarıda saymaya çalıştığım kesimlerin bütün mal varlıkları, dükkânları, evleri, her şeyleri müsadere edilecek. 1915’de yapılan alçaklıkların bir tekrarı olarak saldırdıkları insanların kızlarını da cariye yaparlar mı bilemiyorum tabî. Ama yapmak isteyeceklerinden eminim. Şu an Suriyeli muhacir kadınları satın aldıklarını gazetelerden okuyoruz. Eh, parasız almak fırsatı bulurlarsa hayır diyeceklerini zannetmem. Neden “boş yere” harcasınlar ki o taptıkları zıkkımı? Hemen, ilk ağızda değil ama yavaş yavaş sosyal medyada kendilerini eleştirmiş olanlara da gelecek sıra. Tek tek bulacaklar insanları. Nihayet Türk-İslâm Cumhuriyeti tesis edilecek.

Bir felâket senaryosu oldu yazdıklarım ama memleketin hâli de ortada. Geçmişte yapılanlar, yaşananlar da mâlûm. Eh, mehter adımıyla ilerlediğimiz, aslında genelde hep geriye gittiğimiz düşünüldüğünde bütün bunlar akla gelebiliyor. İyi düşünmemiz lâzım, güzel düşünmemiz lâzım. El ele vererek, yan yana durarak bu zihniyetle, barışa ve eşit şartlarda yaşamaya düşman olanlarla mücadele etmemiz lâzım. Zulme uğrayan ve/veya uğraması muhtemel dostlarımıza sâhip çıkmamız lâzım. Onları yalnız bırakamayız. Bu memleket hepimizin. Ve Sarkis Çerkezyan’ın dediği gibi, Dünya Hepimize Yeter...

Ahmet Kuzik

[email protected]

(Oya Baydar’ın bu günkü makâlesinden mülhem.)

Bültene kayıt ol