Devlet, silah bırak!

01.08.2015 - 13:24
Volkan Akyıldırım
Haberi paylaş

Erdoğan’ın geçici savaş hükümeti kükrüyor: "Ya silah bırakın ya da sonucuna katlanın."

Ahmet Hakan gibi HDP dostu gibi gözükenler de kenardan bağırıyor: "Haydi Demirtaş, PKK’ye 'silah bırak' çağrısı yap."

PKK'nin silah bırakması için, silahlı mücadelenin gerekçesinin ortadan kalkması gerekir: Kürtlerin gasbedilen haklarının iadesi. 

Kürt halkının eşit hakları tanınmadan, anayasal güvence altına altına alınmadan, hakları kullanmanın zemini olan Türkiye’nin tam demokratikleşmesi sağlanmadan, PKK’ye “silah bırak” çağrısı yapmak anlamsızdır.

Bu çağrı, 40 binden fazla insanını savaşta yitirmiş bir halk için “teslim ol” demektir. Teslim olmayacakları açık.

40 yıldır devletle savaşan, sadece Türkiye sınırları içinde değil Irak, İran ve Suriye’de de etkili olan bir siyasi harekete “teslim ol” demek çözümsüzlüğü sürdürmektir.

Türk savaş uçakları 1983’ten bu yana Irak Kürdistanı’nı defalarca bombaladı. Kandil’e ve PKK denetimindeki alanlara tonlarca bomba yağdırıldı. Ne PKK bitti, ne de Kürtlerin 29. isyanı.

Sanki bu tarih hiç yaşanmamış, devlet askeri çözümün iflasını itiraf etmemiş, bu yüzden savaştığı Kürtlerle masaya oturmamış gibi davranıyorlar.

Erdoğan, çözümü reddediyor ve silah bırakmanın koşullarını sabote ediyor.

O ve adamları, Kürt sorununun köklü çözümününden hep kaçtı.

Barış sürecine “milli birlik ve kardeşlik projesi” dediler.

Kürt sorununun özü olan Kürtçe’yi özel kurs ve seçmeli derse sıkıştırdılar.

Devletin TV kanalı, Kürt mahpusların kendi cebinden ödeyerek mahkemede çevirmen tutabilmesi, Diyarbakır’da polislerin Kürtçe anons yapması çözüm değildir.

PKK’nin silah bırakmasını mı istiyorsunuz? Öyleyse Kürtlerin haklarını tanıyın.

Kürtçe anadilde eğitim, anayasadan ulusal baskının silinmesi, demokratik yasalar, eşitlik, özerklik...

Dolmabahçe’de okunan Öcalan’ın 10 maddelik müzakere önerisi tam da bunları içeriyordu.

Müzakere, yani savaşan güçler arasında pazarlık ve  anlaşma süreci başlasaydı, Kürtlere haklarının tanınnacağı garantisi verilseydi, Kandil silah bırakmaya ve demokratik siyaset alanında yer almaya hazırdı.

"PKK, silah bırak" demek, bunu silahlarla zorlamak, 1984’ten bu yana izlediğimiz çözümsüzlük filmini başa sarmak, ölümlere kapı açmaktır.

Kim çatışmanın bitmesini, barışın sağlanmasını istiyorsa devlete "silah bırak, masaya otur, Öcalan ile müzakereye başla" çağrısı yapmalıdır.

Volkan Akyıldırım

[email protected]

Bültene kayıt ol