İstifa bazen çok ama çok önemli bir kurumdur.
Tatile gidiyorsunuz ve yanarak ölüyorsunuz. Tek bir aileden 14 kişi ölmüş.
Doğal bir olay değil, teknik bir arızadan kaynaklanan bir facia değil bu. Hızla kâr elde etmek isteyenlere olanak sağlamak için kural çiğneyen kural koyucuların neden olduğu bir katliam.
Denetim olmazsa ölüm olur.
Ne yazık ki bir kez daha kanıtlandı. Denetim yok, ölüm var.
Kartalkaya Grand Otel’de neden denetim yok?
Çünkü bu iktidar, denetimden, şeffaflıktan hoşlanmıyor.
Denetim ve şeffaflık, sermaye sahiplerinin, şirketlerin, patronların, otel sahiplerinin, özel hastane sahiplerinin hoşlandığı öğeler değiller.
Denetim, kasadan paralarının gitmesi demek.
Şeffaflık, lisanslarına el konulması demek.
Tam bu nedenle henüz iki ay önce yeni doğan bebekleri öldüren çeteyi konuşuyorduk.
Bolu’daki Kartalkaya Grand Kartal Otel, Bolu belediyesine 2024’ün sonunda aralık ayında yangın denetimi için başvurmuş. Belediye ise yangınla alakalı her başlıkta otel tamamen eksik olduğu için yetersizlik tespiti yapmış.
Otelde yangın alarmı, yok.
Tahliye yolları yok.
Işıklandırma tertibatı yok.
Duman tahliyesi eksik ya da yetersiz.
Bunların hepsi masraf demek.
Bu eksiklikleri giderip oteli yangına karşı korunaklı hale getireceğine, otel sahibi belediyeye verdiği dilekçeyi geri çekerek Turizm Bakanlığı’na bağlı olan özel bir denetim firmasına başvuruda bulunmuş.
Gecelik ücreti iki kişi 27 bin 200 TL olan bir otel için bu cimrilik ve kural koyucuların, denetleyicilerin böyle muazzam paralar kazananları görmezden gelmesi, denetim konusunda kulağının üzerine yatması affedilir bir tutum değildir.
Sorun Turizm Bakanlığı’nın, otel sahiplerinin ve tüm ilgili kurumların yangını hiç önemsemediğini gösteriyor. Zira, Kartalkaya’da bir itfaiye birimi yok. Otel Bolu’nun merkezine bir saat, Bolu merkezdeki itfaiyeye 41 km, buradan sonra en yakın yer olan Mengen’deki itfaiye birimi ise 72 km uzaklıkta. Kış günü buzlanma koşullarında bir yangın çıkması durumunda bu kadar uzaktan itfaiyenin yangına müdahalesi için en az bir, bir buçuk saat geç kalacağı çok açık.
Bir itfaiye birimini, bir sağlık birimini geceliği 27 bin 200 lira aldığı insanlara çok gören bu otelin hele karne tatili nedeniyle tıka basa dolacağını öngörerek çoktan mühürlenmesi gerekirdi. Denetimden kaçmayı başardığı için otel sahipleri en ağır cezayı almalıdır.
Denetim yapmadığı için kural koyucular hemen istifa etmelidir.
Bakanlığa bağlı özel denetim firmasının denetimi yapan elemanları en ağır cezayı almalıdır.
Turizm Bakanı hemen istifa etmelidir.
Olayda dahli olan, kusuru bulunan tüm kurumlar hesap vermelidir.
Yangından beri, hatta her felakette karşımıza çıkan “aslolan nasıl öldüğündür” gibi veciz sözler hiçbir şey açıklamıyor. İşçiler, yoksullar, ve sermayenin azgın kar hırsının hiçbir kuralla denetlenemediği yerlerde yaşayan çeşitli toplumsal kesimlerden insanlar, nasıl yaşıyorsak öyle ölüyoruz. Asgari ücretin açlık, hastalık, yoksulluk ve çaresizlik anlamına geldiği bir yerde, insanların hayata huzurla veda etmesi beklenemez.
Hemen şimdi, yaşam koşullarımızı yükseltmek, işçi sınıfının insanca yaşamasının koşullarını geliştirmek için verilecek mücadele bu tür cinayetlere de son verecektir.
Bu mücadelenin ilk adımı, milyonlarca insanın bu cinayetin hesabını sormak için harekete geçmesidir. Yeni bir yangında onlarca insanın ölmemesini, yeni doğan çocuklara kasteden çeteler gibi çetelerin cirit atmamasını sağlayacak olan, sorumlulardan hesap soracak olan milyonların harekete geçmesidir.
Şenol Karakaş