Biden’ın başkanlığı gün geçtikçe zayıflıyor

16.07.2024 - 11:22
Alex Callinicos
Haberi paylaş

Tahminin Joe Biden’ın başkanlığının geçen perşembe günü fiilen sona erdiği yönünde. Bir hafta önce Muhafazakar tarihçi Niall Ferguson, “Amerikalı denizcilerin bir gün kendilerine, belki de uçak gemileri Tayvan Boğazı yakınında bir yerde ayaklarının altına batarken ‘Biz Sovyetler miyiz?’” diye sorduklarını hayal ediyordu.

Ferguson, Sovyetler Birliği’nin son yıllarından, yani 1970’ler ve 1980’lerde yaşanan ve ekonomik ve jeopolitik çöküşle sonuçlanan “durgunluk çağı”ndan bahsediyordu. Kendisi, ABD’nin bu yıl yapmaya başlayacağını tahmin ettiği gibi, borçların ödenmesine ordudan çok para harcanmaya başlanmasının, bir imparatorluğun çöktüğünün kesin bir işareti olduğunu savunmakta.

Ferguson şunu ekliyor: “Benim için daha da çarpıcı olan, ABD ile SSCB arasında tespit ettiğim siyasi, toplumsal ve kültürel benzerlikler. Gerontokratik liderlik, geç dönem Sovyetler liderliğinin ayırt edici özelliklerinden biriydi. Leonid Brejnev, Yuri Andropov ve Konstantin Çernenko’nun bunaklığı bunun örneğidir.” Bu isimler 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başındaki Sovyetler Birliği devlet başkanları.

Aslında hiçbiri bunak değildi, sadece yaşlı ve güçsüzdüler. SSCB’nin dağılmasına başkanlık eden kişi çok daha genç ve daha güçlü olan Mihail Gorbaçov’du. Mark Krotov’un yorumladığı gibi, “Biden’ı bu üçlüyle karşılaştırmak Rusfobiklik."

Yine de bu karşılaştırma, 78 yaşındaki Donald Trump’ın 81 yaşındaki Biden ile karşı karşıya geldiği başkanlık münazarasını izleyen birçok kişiyi canevinden vurdu. Dünya çapındaki izleyicileri etkileyen ve korkutan şey, Biden’ın abuk sabuk, anlaşılmaz performansıydı. Trump ırkçı ve cinsiyetçi bir yalancı olabilir ama akli melekeleri yerinde.

Önemli bir araştırmacı gazeteci olan Seymour Hersh şöyle yazıyor: “Tüm bunların ardındaki gerçek, bana aylardır söylendiği gibi, Başkan’ın kendisinin ve dış politika danışmanlarının yürüttüğü politikaların çelişkilerini idrak edecek durumda olmaması... İktidardaki insanlar yaptıklarının sorumluluğunu taşımalıdır ve Biden dün gece Amerika’ya ve dünyaya, başkanımızın bugün açıkça bu durumda olmadığını gösterdi.

“Asıl ayıp yalnızca Biden’ın değil, onu giderek daha fazla saklayan, etrafındaki erkek ve kadınların da ayıbıdır. O bir tutsak... Son altı ayda hızla çöktü. Aylardır, Senato’daki eski dostlarından, aramalarına cevap vermeyen Başkan’ın etraftan giderek daha fazla izole edildiğini duyuyorum.”

Eğer bu doğruysa Biden, Ekim 1919’da felç geçirdikten sonra başkanlığının son 18 ayını büyük ölçüde iş göremez şekilde geçiren Woodrow Wilson’a benziyor. Karısı ve danışmanları durumunu gizli tutuyor ve onun adına kararlar alıyordu.

ABD başkanlık makamının, özellikle dış politika ve savaş söz konusu olduğunda büyük yetkileri var. Ancak mevcut başkanın görevi, giderek yalnızca kararları onaylama ve Barack Obama’nın danışmanlarından birinin “Blob” olarak adlandırdığı, Washington’ın küresel imparatorluğunu yöneten ulusal güvenlik bürokrasisinin kamuya dönük yüzü olmaya evriliyor.

Biden, Trump’ın Çin ile ekonomik savaşını sürdürse de Blob açısından Trump’tan daha güvenilir bir vitrin oldu. Yine de Biden’ın Demokrat Parti’sinin ana akım sesi olan New York Times’ın yayın kurulu hemen şu çağrıda bulundu: “Ülkesine Hizmet Etmek İçin Başkan Biden Yarıştan Ayrılmalı.” Ancak Biden devam etmekte ısrarcı ve (Biden’ın selefi Obama’nın liderliğindeki) Demokrat Parti onu destekliyor. Emmanuel Macron’un feci erken seçim çağrısı kararında olduğu gibi, neoliberal merkez, aşırı sağa kapı aralıyor.

Biden’ı yarışta tutmak Biden’ın çevresinin çıkarınadır. Biden yola devam ederse bir süreliğine işleri ve yetkileri tehlikeye girmeyecek. Dahası, Demokrat Parti adayını değiştirmek, Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile bir dizi az tanınan eyalet valisi arasında bir rekabete yol açacaktır.

Adaylık yarışını kim kazanırsa kazansın, Trump’ın özgeçmişi ya da popülaritesiyle boy ölçüşemeyecektir. Trump’ın en güçlü kartı, enflasyonun yaşam standartları üzerindeki korkunç etkisi. Trump bu kartı oynamaya devam edecek ve bu muhtemelen onu yeniden Beyaz Saray’a taşıyacak.

Alex Callinicos

Çeviri: Irmak Yavlal

Bültene kayıt ol