Bir devlet kurumu var ki biz işçiler için hayati önemde.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), hepimizin hayatını belirliyor. Daha doğrusu karartıyor.
Dillere düşmüş, meydanlarda protesto edilir hale gelmiş TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerinin güvenilir olmadığı zaten biliniyordu.
Fakat işçi, memur ve emekli aylıklarına yapılacak artışı belirleyen TÜİK Haziran verileri, üstüne gelen tartışmalar ve bir itirafla skandal boyutuna ulaştı.
Haziran ayı tüketici enflasyon oranını yüzde 1,64, altı aylık enflasyonu da yüzde 24,7 olarak açıkladılar.
Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu ENAG ise aylık enflasyonu yüzde 4,27 hesaplayarak, 6 aylık dönemde enflasyon farkını 41,16 olarak saptadı.
Hesaplar ortada ve gerçeği biz zaten belirliyoruz: TÜİK, uzun zamandır enflasyon verilerini çarpıtıyor. Böylece kamudaki ücret artışları baştan tırpanlanıyor. Bu da tüm işçi ücretlerinin düşük tutulmasına yarıyor.
Birçok işçinin aylık ücretlerinin TÜİK’in saptadığı enflasyonun altında seyrettiği de ortada.
Ve iş 2024 Temmuz’unda iyice çığırından çıktı.
Eleştirilerin odağındaki TÜİK’in başkanı çıkıp konuşmak zorunda kaldı.
Aynı kurumun web sitesindeki eski veriler silindi.
Sildiler çünkü iki yıl önce yayınladıkları ‘madde sepeti’ denilen tek tek kalemlere dair rakamları güncele uyarlamışlardı.
Bu rakamlara bakan birçok kişi, örneğin ortalama ev kirasının 5 bin 300 lira olarak ele alındığını görünce adeta çıldırdı. Sadece kira değil tüm fiyatlarda öyle bir ortalama hesaplama yapmışlardı ki ücretleri düşük tutmak için verilerin nasıl çarpıtıldığı açığa çıktı.
TÜİK başkanı önemli bir itirafta da bulundu: Yüksek enflasyonun başlıca sebebi, Covid kapanma döneminden bu yana gelişen fahiş şirket kârları.
Yani üstü kapalı bir şekilde fiyatların artış hızının sebebinin, kapitalist sınıfın toplam gelire el koyması olduğunu itiraf etti.
Yani hem devlet, hem de patronlar toplam gelire daha baştan el koyuyor.
Bu itirafın önemi, pop-iktisatçılar tarafından yayılan ve Bakan Mehmet Şimşek’in imdat simidi gibi sarıldığı asgari ücret ve genel ücretlerdeki artışların enflasyona neden olduğu yalanını çürütmesidir.
Ücretlerimiz artmadı fakat enflasyon yine de artıyor.
Devlet eliyle korunan özel enerji şirketlerinin ihyası için elektriğe yüzde 38 zam yapılması gibi dayatmalar enflasyonun başlıca sebebidir.
Fiyat artışlarını önlemek yerine ücretleri düşük tutan iktidar, enflasyonla mücadele etmiş de olmuyor.
Volkan Akyıldırım