Yapay zeka hevesi bir başka büyük çöküşün sinyali mi?

11.03.2024 - 15:17
Alex Callinicos
Haberi paylaş

Siyasi haberler yine kötü. Ama borsaların durumuna baksanız bu çıkarımı yapamazsınız. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Japonya’daki büyük piyasaların tümü geçen perşembe rekor seviyelere ulaştı.

Enflasyonun düşmesi ve bu nedenle merkez bankalarının 2022-3’te gerçekleştirdikleri büyük faiz oranı artışlarını tersine çevirmeye başlamalarının beklenmesi nedeniyle genel bir iyimserlik havası söz konusu. Ancak bunun ne kadar hızlı gerçekleşeceği konusunda belirsizlikler var.

Hisse fiyatlarındaki geçen haftaki sıçramanın merkezinde, son yıllarda oldukça kârlı olduğunu kanıtlayan teknoloji sektörü vardı. Ancak gösterinin yıldızı büyük teknoloji devlerinden biri değil, şimdiye kadar pek de bilinmeyen Silikon Vadisi şirketi Nvidia’ydı. Financial Times’ın belirttiği gibi, “iki yıl önce Nvidia, parasının çoğunu ekran kartı satarak elde ediyordu. Sadece sıkı PC oyuncuları arasında bilinen bir isimdi.”

Gelgelelim geçen hafta Nvidia, vergi sonrası kârının geçtiğimiz yıl 1,4 milyar dolardan 12 milyar doları aşan bir meblağa yükseldiğini duyurdu. Bunun üzerine borsa değeri 2 trilyon dolara yükseldi ve Amazon ile Google’ı geride bırakarak Microsoft ve Apple’ın ardından dünyanın en değerli üçüncü şirketi oldu.

Bu dönüşümün nedeni ne? İki harf: AI, yani yapay zeka. Son zamanların en büyük teknolojik sansasyonu, büyük dil modellerini kullanan, ChatGPT gibi yapay zeka formlarının ortaya çıkmasıydı. Bu modelleri eğitmek ve çalıştırmak için kullanılan çiplerin çoğunu Nvdia üretiyor.

Burada iki farklı düzeyde tantana söz konusu. Birincisi, ChatGPT ve benzerlerinin, makinelerin insan zekasına erişmeye ve hatta onu aşmaya başladığı nokta olduğu tantanası. Bu saçmalık. Büyük dil modellerinin yaptığı şey, çok miktarda bilgiyi alıp işlemek. Bu da kendilerine sorulan sorulara verilecek en iyi cevabı tahmin etmelerini sağlıyor. Bilim kurgu yazarı Ted Chiang’ın ifadesiyle, bu yapay zeka değil “uygulamalı istatistik.”

Sadece önemli bir anti-emperyalist değil aynı zamanda dil ve zihin teorisyeni olan Noam Chomsky ise daha da sert ve ChatGPT’yi “sofistike, yüksek teknoloji intihal” olarak adlandırıyor. Şöyle yazıyor: “İnsan zihni, ChatGPT ve benzerleri gibi, yüzlerce terabaytlık veriyle dolu, konuşmanın en olası yanıtını ya da bilimsel bir sorunun en olası cevabını tahmin eden, örüntü eşleştirmeye yönelik, hantal bir istatistik makinesi değildir. Tam tersine insan zihni, az miktarda bilgiyle çalışan, şaşırtıcı derecede verimli ve hatta zarif bir sistemdir; veri noktaları arasında kaba korelasyonlar çıkarsamayı değil, açıklamalar yaratmayı amaçlar.”

İkinci tantana ise yapay zekanın ekonomik etkileriyle ilgili. Pek çok yorumcu, ChatGPT’nin benzerlerinin, örneğin hukuk, sağlık ve finans alanlarında bilgi işleyen birçok beyaz yakalı çalışanı gereksiz hale getirerek üretkenliği ve kârı büyük ölçüde artıracağını iddia ediyor. Nitekim Matteo Pasquinelli’nin etkileyici yeni kitabı The Eye of the Master’da gösterdiği gibi, yapay zeka tarihsel olarak her zaman işçilerin bilgisini temellük etmenin ve patronların hakim olduğu üretimdeki güç hiyerarşilerini güçlendirmenin bir aracı olarak işlev görmüştür.

Yapay zeka çiplerine yapılan yatırım büyük oranda arttı. Nvidia CEO’su Jensen Huang, veri merkezlerindeki tüm ekipmanların toplam değerinin önümüzdeki dört veya beş yıl içinde 2 trilyon dolara çıkacağını söyledi. ChatGPT’yi geliştiren OpenAI’ın tartışmalı patronu Sam Altman gibi kendi çıkarı peşindeki diğer sesler de yapay zeka yatırımının ölçeğinden bahsetmekte.

Bu tahminlerde haklılık payı olsa bile Nvidia pazara hakim olmaya devam edemeyebilir. Teknoloji devleri Microsoft, Amazon ve Google kendi çiplerini üretmeye başladı ve çip üreticisi AMD, Nvidia’ya yetişiyor.

Tüm bu olanlar 1990’ların sonunda, o zamanlar ilk günleri yaşayan internet hakkında koparılan tantananın yarattığı “Dot-com balonu”na benzemeye başlıyor. Dünyayı birkaç kez dolaşmaya yetecek kadar fiber optik kablo döşenmişti. Ardından 2000 yılındaki çöküş geldi: Bu 2007-2009 yıllarında yaşanan çok daha büyük küresel mali krize dair erken bir uyarıydı.

Bir teknoloji stratejisti Financial Times’a şöyle diyor: “[Bazı alanlarda] değerlemeler ile temel analizler arasında bir uyumsuzluk var. Bu 2000 yılında da oldu… Piyasa bir alım-satım kumarhanesi.”

Alex Callinicos

 

Bültene kayıt ol