DİSK, İstanbul’dan Ankara’ya “Gelirde adalet, vergide adalet” talebiyle yürüdü. Yol boyunca çeşitli duraklarda basın açıklamaları yaptı:
► En zengin yüzde 20’lik kesim (bu, nüfusun yüzde 1’lik kısmıdır) toplam servetin yüzde 48’ine el koyuyor. Kalan yüzde 80’lik ezici çoğunluk ise (tüm nüfusun yüzde 99’u) onlardan kalan yüzde 52’lik serveti paylaşıyor.
► Vergi tarifelerindeki eşitsizlik sonucu en fazla kazananlar, toplam vergi gelirinin az bir kısmını öderken, devletin kasasını dolduran vergilerin çoğunu biz ödüyoruz. Oysa çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmalıdır.
Fakat yürüyüşün Ankara’daki final ayağı hiç de iyi olmadı. Eylem alanında, belediyelerde yönetimde olan, yani patron konumundaki CHP’nin genel başkanı ile kol kola girmeleri ise kabul edilemezdi.
***
2024’te asgari ücretin belirleneceği pazarlıklar yaklaşırken, işçi tarafını temsilen masaya oturacak en fazla üyeye sahip sendikal konfederasyon olan Türk-İş ise daha önce bu köşede desteklenen çıkışlarına devam ediyor:
► Asgari ücretli bir işçinin maaşı gıda harcamalarına, kira, faturalar vb. zorunlu masrafların karşılanmasına yetmiyor. Bir evde iki asgari ücretli işçi olsa bile bu miktarı karşılayamaz durumdalar. Ve asgari ücret Türkiye’deki 30 milyondan fazla işçinin çoğunluğuna dayatılıyor.
► Asgari ücret, 15 üyeden oluşan bir komisyon tarafından belirleniyor. Karar alınması için 10 üyenin oyu gerekli. İşçi tarafı adına sendikaya verilen kontenjan ise sadece 5 ile sınırlı. Türk-İş bu beş üyelikten birini asgari ücretli bir işçiye ayırıyordu. Fakat son iki pazarlıkta sözleşmeye imza atmayan sendika, bu kez kontenjanından dördünü çeşitli sektörlerde çalışan işçilere verecek.
► Türk-İş sendikalarının üyeleri arasında asgari ücretle çalışan işçi bulunmuyor. Asgari ücretli işçiler, özellikle de özel sektörde çalışan sendikasız çoğunluk halindeler.
Antidemokratik olan ve baştan itibaren işçilerin kaybetmesi için çalışan komisyona müdahale etmek için demokratik işçi eylemlerine ihtiyaç var. Asgari ücret pazarlıkları canlı yayında yayınlanmalı. Türk-İş bu girişimi mücadeleyle desteklemediği takdirde sonuç alınmayacak, biçimsel olacak.
***
Bir hareketlilik de KESK’te yaşanıyor. Devlette memur statüsüyle çalıştırılan işçiler arasında en fazla üyeye sahip 3’üncü sendikal konfederasyon, iktidar tarafından meclise sunulan 2024 bütçesine 2 Aralık’ta İstanbul ve Diyarbakır’da bölgesel mitinglerle karşı çıkacak.
► 2024 bütçe teklifinin büyük bölümü kapitalistlerin borç faizlerine, silahlanmaya, devlet-kapitalist ortak projelerine, Diyanet İşleri gibi devlet kurumlarına ayrılmış durumda.
► Kamu emekçilerinin ücretleri, TÜİK’in resmi enflasyon rakamları tarafından belirleniyor ki bu rakamların gerçekte yaşanan yüksek enflasyonun yanına yaklaşmadığı da biliniyor.
Düşük ücret dayatması işçi-memur-sözleşmeli, hangi statüde olursa olsun tüm işçilerin ortak sorunudur. Kamu emekçilerinin ücretleri ise kemer sıkma politikalarının asıl hedefidir. Vergi gelirlerimizden oluşan devlet bütçesindeki kaynaklar yettiği halde kamuda çalışanlara hak ettikleri insanca ücretler verilmiyor.
***
Ücretleri yükseltmek, ekonomik-sosyal hakları genişletmek, vergi adaletsizliğine ve servet eşitsizliğine son vermek için tüm sendikalar yan yana gelmeli, birleşik mücadele vermeli.
Bize düşen ise böyle bir süreci tabandan zorlamaktır.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)