Bir burjuva ideolojisi: Kemalizm

07.09.2023 - 10:27
Can Irmak Özinanır
Haberi paylaş

Türkiye solunda Kemalizm ile ilgili tartışmalar bitmek bilmiyor. Sosyalistlerin bir kısmı “ilerici bir öz” yükledikleri Kemalizmle bir şekilde bağ kurmak gerektiğini düşünüyor. Bunun en son örneği Fatih Yaşlı’nın soL’da yazdığı Kemalizm yazıları. Yaşlı, Kemalizmin yokluğunu bir anomali hâli olarak tanımladığı yazısında Kemalistlere akıl verirken, sosyalistlerin Kemalistler ile ittifak yapması gerektiğini savunuyor ve bu iki grubun “bağımsızlık, yurtseverlik, kamuculuk, halkçılık, laiklik” gibi başlıklarda uzlaşabileceğini söylüyor. 

AKP-MHP blokunun otoriter uygulamaları karşısında muhalefetin önemli bir bölümünün Kemalizmi hayırhah görmeye başlaması yadsınamayacak bir olgu, Yaşlı ise ideolojik olarak mücadele edilmesi gereken bu olguyu teorize ediyor. Yaşlı’ya göre Türkiye burjuvazisi Kemalist değil: “Atatürkçülük bugün TÜSİAD da dâhil, sermaye fraksiyonlarının hiçbirinin ideolojisi değil. Bankalar, şirketler, holdingler, ulusal günlerde istediği kadar duygusal reklamlar çekip insanları ağlatsınlar, sermaye düzeninin meşruiyeti Atatürkçülükten ya da Cumhuriyet ideolojisinden türemiyor günümüz Türkiye’sinde. İşçi sınıfı bunun üzerinden yönetilmiyor, emekçilerin rızası bunun üzerinden tesis edilmiyor.” Bu bakışın diyalektik olduğunu söyleyen Yaşlı, aslında “gerçek Kemalizm bu değil” gibi bir argüman üzerinden tartışıyor ve Kemalizme yukarıda söylediğim gibi ilerici bir öz yüklüyor ve “tarihsel ilerlemeyi” görmezden gelenleri liberalizmle suçluyor.

Kemalizm ilerici mi? 

Yaşlı’nın diyalektik olduğunda ısrar ettiği yöntemi aslında evrimci bir ilerleme fikrine yaslanıyor. Karl Marx’ın geliştirdiği yöntem bize olan bitenin ardındaki ilişkileri analiz etmemiz gerektiğini söylerken, Yaşlı Kemalizmin yüzeyine bakmakla yetiniyor. “Ümmetten ulusa geçiş” diye özetlediği bu “ilerleme”nin ne arkası ne de sonrası var. Türkiye’de bir burjuva devrimi gerçekten yaşanmıştı. 1908 yılında Abdülhamit’in istibdat rejimine karşı çıkan Osmanlı halkları ayağa kalkmış ve bu rejimi devirmişti. Ancak burjuvazinin ilerici barutu ancak bir sıkımlıktı. Gerisi bu devrime önderlik eden İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin (İTC) Anadolu’daki halkları Türk ve Müslüman milliyetçiliği temelinde yok ettiği bir cehennemdi. Hemen devrimin ardından 1909’da Adana’da Ermenilerin katledilmesiyle başlayan süreç, emperyalist I. Dünya Savaşı’na  dahil olunması ve Anadolu Ermenilerinin topyekûn soykırıma uğratılmasıyla devam etmiş ve Cumhuriyet’e kadar edinilen ilksel birikim asıl olarak bu topraklardaki gayrimüslimlerin mallarının yağmalanması üzerine kurulmuştur. Devrimin ardından grev dalgasıyla sallanan Osmanlı’da, burjuva liderlik kendisinden bekleneceği üzere grevleri yasaklayarak işçi sınıfı ve gayrimüslimler üzerinde yeni bir istibdat kurmuştur. Kemalizm, tam olarak bu projenin devamıdır. Osmanlı’nın Türkleştirilmesi ve Müslümanlaştırılması projesini İTC başlatmış ve aynı hareketin uzantısı olan Kemalistler nihayete ulaştırmıştır. Bu süreçte kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin gayrimüslimlerden sonraki ilk hedefi ise Kürt halkı olmuştur. Hem işçi sınıfının hem de Türkiye halklarının milliyetçilik temelinde bastırılmasına yaslanan bu anlayışı ilerici görmek ne dünün sınıf mücadelesini anlamaya yardımcı olabilir ne de bugünün sınıf mücadelesine katkıda bulunabilir. 

Her şeyden önce Yaşlı’nın sosyalistlerle Kemalistlerin üzerinde uzlaşabileceğini söylediği yurtseverliğin kendisi bir burjuva ideolojisi. Sosyalistler yurtsever değil enternasyonalisttir. Marx ve Engels’in Komünist Manifesto’da açıkça belirttiği gibi “işçilerin vatanı yoktur”. Öte yandan Yaşlı’nın görmezden geldiği olgu, Kemalizmin Türk ulus devletinin harcı, temel hegemonik motifi olmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürt sorunu başta olmak üzere belli başlı konularda kırmızı çizgilerinin hep aynı olmasının sebebi bu harçtır. Dolayısıyla Yaşlı’nın “ilerici” gördüğü Kemalistler, pek çok konuda AKP ile yan yana gelmekte bir beis görmemekteler. 

Kemalizmi kurtarmak solun işi mi? 

Yaşlı, Kemalizmin sol değerler ile yan yana gelebileceğini ve bunun Kemalizmi düzgün bir zemine oturtabileceğini umuyor. Sosyalistlerin, ulus devletin temelini oluşturan bir burjuva ideolojisini neden kurtarmaya çalıştığı sorusunun cevabını ise vermiyor. 

Suriyeliler ve Kürt sorunu gibi konularda açıkça milliyetçi hatta ırkçı bir zemine yaslanan Kemalizmle işçi sınıfının kurtuluşu için ne gibi bir ittifak kurulabilir? Yaşlı, işçi sınıfının geniş bir kesiminin Kemalizmden etkilendiği söylüyor. Bu doğru. İşçi sınıfı içinde burjuva ideolojilerinin geniş bir etkisi var çünkü işçi sınıfı egemen fikirlerden etkileniyor. Sosyalistlerin amacı işçi sınıfı içinde burjuva ideolojilerinin etkisini kırmaktır, birini diğerine göre ilerici bulup desteklemek değil. Dindar veya seküler milliyetçilik işçi sınıfının düşmanıdır, onu birleştirmeye değil bölmeye yarar. Bu fikirlerle mücadele etmek yerine bir burjuva ideolojisi olan Kemalizmi kurtarmaya çalışmak Kemalizmin sola bakmasıyla değil, solun Kemalizme yedeklenmesiyle sonuçlanacaktır. Bunun örnekleri Türkiye sol tarihinde maalesef mevcuttur. 

Antikapitalist ve enternasyonalist bir alternatif 

Bugün iktidar bloku karşısındaki muhalefet, sosyalist sol da dâhil olmak üzere kriz içinde. AKP’nin seçim zaferi ve tarihin en sağcı parlamentosu karşısında parlamentarizm hayallerine kapılmış olan sol etkisiz hâle gelmiş durumda. Bu demoralizasyondan çıkışın yolu burjuva ideolojilerini ve devletin kuruluş ideolojisini diriltmeye çalışmak değil bambaşka bir çıkış yolu önermek. 

Sosyalistlerin bir hegemonya mücadelesi vermesi gerekiyor. Milliyetçiliğe, cinsiyetçiliğe, LGBTİ+fobiye, göçmen düşmanlığına karşı kapitalizmi teşhir eden, işçilerin ve ezilenlerin birliğinin zeminini yaratacak antikapitalist bir alternatife ihtiyacımız var. Bu alternatif ise işçi sınıfının burjuva ideolojilerinden etkilenen kesimleriyle elbette mücadele içinde bir araya gelerek ancak bu ideolojilere taviz vermeden, bu ideolojlerin etkisini kırmaya çalışarak yürümekle mümkün. 

Can Irmak Özinanır

(Sosyalist İşçi)

 

Bültene kayıt ol