1 Mayıs yüz bin insanın ölümüne yol açan, 50 milyon insanın yaşamının etkilendiği, üst üste gelen zamlar karşısında alım gücünün ortadan kalktığı 14 Mayıs seçimlerinin öncesinde gerçekleşti. Seçime günler kala, özellikle deprem sonrasında öfkenin iktidara yöneldiği, desteğinin eridiği koşullarda iktidar, elindeki tek ikna mekanizması olan baskıyı 1 Mayıs’ta da devreye soktu. Polis Marmaray’da indikten sonra alana giden yol boyunca defalarca arama yaptı. Keyfi bir biçimde dövizlere, pankartlara el koydu. Her yıl sorunsuz şekilde alana soktuğumuz, gazetemiz ve broşürlerimizin alana girişi engellenmek istendi. Polis işi gücü bırakıp, gazetenin içinde iktidar aleyhinde bir metin olup olmadığına bakıyordu. Ancak bu tutum korku yaratmaktan çok, insanlarda deprem anında, en çok ihtiyaç duyduğu zamanda yanlarında bulamadıkları güvenlik güçlerine karşı öfkelenmeye neden oldu.
AKP, MHP koalisyonunun gitmesi alana gelen on binlerce emekçinin ortak talebiydi. Alandaki binlerce işçi iktidarın yolsuzluklarından, sürekli sermayeyi kollamasından, kadın cinayetlerinden, LGBTİ düşmanlığından, göçmen düşmanlığından bıktıklarını, değişim istediklerini dile getirdiler. Kağıt işçilerinin taşıdığı “Bu kavga kâğıtçılarla üç kağıtçılar arasındaki kavgadır” afişi bunu en iyi ifade eden afişlerden biri oldu. “Patates soğan, güle güle Erdoğan” dövizi iktidarın “enflasyon” adı altında işçi sınıfının yoksullaştırmasına verilen en iyi cevabı oldu. Alana kalabalık gelen kortejlerden biri sağlık işçileri sendikası SES ücretlerinin iyileştirilmesi dışında “çalışırken ölmek istemediğini” belirten, güvenli binalar ve çalışma ortamı istediklerini talep eden dövizler taşıyordu. DİSK Genel İş Sendikası İLO 190’ın uygulanması ve eşit iş, eşit ücret talebiyle alandaydı. 2022 yılında meydanları boş bırakmayan, örgütlenme çalışmalarını aralıksız devam ettiren özel sektörde örgütlenen öğretmenler sendikası korteji en kalabalık sendikalardan biriydi. Alana gelen işçiler ekonomik taleplerinin yanı sıra sendikal engellerin, grev yasaklarının kaldırılması, gösteri, ifade ve yürüyüş hakları gibi siyasal alanların genişletilmesine ilişkin taleplerini de sık sık dile getiriyorlardı.
Bu yıl kürsüde ana metin Türkçe, Kürtçe ve Arapça okundu, Enternasyonal marşı çalındı, alana gelen CHP korteji “Mustafa Kemal’in Partisi CHP” diye anons edildi. Milliyetçi argümanlar işçi sınıfını değil, sermayeyi ve onun baskı mekanizması olan devleti güçlendirir. Milyonlarca emekçinin daha iyi bir yaşam, güvenli gelecek ve özgürlük talepleriyle tamamen çatışan cümlelerin kürsüden kurulabiliyor olması işçi sınıfını bölen milliyetçi fikirlere karşı mücadeleyi yükseltmemiz gerektiğini göstermekte. Öte yandan Türk İş Yönetimi 1 Mayıs’ı Adana’da, Hak İş Yönetimi Maraş’ta kutlayacağını duyurmasına rağmen bu yıl Türk İş’e bağlı, TÜMTİS; Tez Koop İş, Sağlık İş, DERİTEKS, T. Harb İş ve TGS, Hak İş’e bağlı Liman İş sendikaları da Maltepe mitingine katıldı. Türk İş ve Hak İş’e bağlı sendikaların miting alanına gelmesi işçi hareketinin zayıflamasına yol açan sendikal bölünmenin kırılması açısından da önemli bir başlangıç oldu. Aynı zamanda Taksim’de birleşik 1 Mayıs’ın kutlanmasının da zeminini yarattı. Bu yıl 1 Maltepe’de yaptığımız son 1 Mayıs mitingi olsun.
Çağla Oflas
(Sosyalist İşçi)