Sosyalizm insanların değişebileceği düşüncesine dayanır.
Ekonomik, sosyal ya da siyasi talepler için verilen kolektif mücadelelere katılanlar dünya ile birlikte kendilerini de değiştirir.
Türkiye’nin birçok yerinde, farklı mezhep ve halklardan, her görüşten insan termik santrallere, HES’lere, nükleere, betonlaştırma ve ortak yaşam alanlarının talanına karşı mücadele ediyor.
Çoğu bugüne kadar AKP’ye oy vermiş metal işçileri, Gebze’den Bursa’ya, patronlara karşı mücadele ediyor. Hükümetin “darbeci” etiketi vurduğu Gezi Parkı’nı savunan öğrencilerin ve ofis işçilerinin dili, biçimi ve yöntemleriyle direniyorlar.
Gezi Parkı direnişine katılanların çoğu hayatlarında ilk kez mücadeleye atılmıştı. On yıllardır MESS’in ve faşist sendikanın baskısı altında mücadeleden alıkonulan metal işçileri gibi.
Bu mücadele dalgası, küresel isyanın parçası.
2011’de Tunus’ta ve Mısır’da başlayan ayaklanmalar “cahil”, “geri”, hakim fikirlerin etkisi altında olarak damgalanan sıradan insanların dünyayı nasıl değiştirebileceğini ortaya koydu.
Tahrir Meydanı’nda toplananların özgürlük çığılığı, ABD’den Yunanistan’a, İspanya’dan Gezi Parkı’na, o güne kadar egemen sınıfın partilerine oy vermiş ve mücadele etmemiş milyonları sokağa döktü.
Tüm bunların temelinde kapitalizmin krizi var. 1970’lerden bu yana hükümetler tarafından dayatılan neoliberalizm, 2008’deki küresel ekonomik krizle iflasını ilan etti. Emperyalist devletler zayıflarken, onların sultası altında ezilenler başlarını doğrultma fırsatı buldu. Krizin faturası kendilerine kesilen işçiler ‘yeter’ diyerek üretimden gelen gücünü kullanmaya başladı.
Bu kriz, sıradan bir mali kriz değil. Burjuva ekonomistlerin teslim ettiği gibi, Karl Marx’ın açıklamasıyla sistemin kendi yapısından kaynaklanan ve çözüm bulamadığı bir bunalım. Kriz, aynı zamanda başka bir toplumsal düzene geçiş fırsatı. Şimdiki kuşaklar, acil talepleriyle kapitalizmin krizinin arkasında duran yeni dünyaya geçmeye çalışıyor.
Kitapların yapamadığını mücadele gerçekleştirir. Değişim grevde, direnişte, sokakta başlar. Sosyalistler emekçileri suçlamaz. Onları dinler ve ortak taleplerini kazanmak için birleşmelerine yardımcı olmaya çalışır.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)