İran’daki gösterilerin ardından, özellikle İran devleti ve İran devletinin borazanı olan medyada, göstericiler terörist olmakla, kökü dışarıda olmakla suçlandı.
BBC’nin haberine göre, Tahran Valisi Mohsen Mansouri dün gece yaptığı açıklamada, başkentteki gösterilerin ana örgütleyicilerinin "Tahran'da olay çıkarmak için tamamen örgütlü, eğitimli ve planlı olduklarını" söyledi.
Bu, bize çok tanıdık gelen iddialara İran Meclis Başkanı Mohammad Baqer Qalibaf’ın 20 Eylül Salı günü yaptığı açıklamalar eklendi. Qalibaf, “düşmanların her zaman olduğu gibi bu olayı da kullanıp ülkede kaos ve karmaşa yaratmayı planladığını” söyledi.
İran’da hükümetin resmi yayın organı İran Gazetesi pazartesi günkü manşetinde göstericiler için "teröristler" ifadesini kullandı.
Baskıcı rejimler sosyal hadiseleri daima “kökü dışarıda” olmakla suçlar. Bu hem rejimlerine toz kondurmamamın bir aracı hem de eylemleri manipüle ederek kendi taraftarları arasında etki yaratmaması için karalama kampanyasının hedefine oturtmanın bir aracıdır.
Oysa İran’ın son on yılı bir direnişler, grevler, devlet şiddeti ve yeniden direnişler ve sosyal hareketler dönemidir.
Bu direnişlerin nedeni rejimin baskıcı, kadın düşmanı, otoriter, zenginleri koruyan, ayrımcı, yoksulları daha da yoksulluğa iten karakteridir.
Rejimin bu niteliğini gizleyip gösterilerin birdenbire patlamasını “olay çıkartmak isteyen örgütlü güçlerin eylemi” olarak kodlamak, ancak rejimin baskıcı uygulamalarının sürekliliğini sağlama arzusunun ürünü olabilir.
22 yaşındaki Amini gözaltına alındı. Burada öldürüldü.
Bu yetmedi, Masha Amini’nin cenazesine polis saldırısı gerçekleşti. Amini’nin cenazesi İran’ın batısında Kürdistan eyaletine bağlı Sakkız kentinde gerçekleşti. Mezarlıkta toplanan kalabalık cenaze töreni boyunca sloganlar attı.
Mezarlıkta Amini cinayetinin sorumlularının açığa çıkartılması da talep edildi.
Polis mezarlıkta toplananlara saldırdı, kitleyi mezarlık dışına çıkarttı. Bunun üzerine insanlar hükümet binasına doğru yürümeye başlayınca polis biber gazı ve plastik mermilerle saldırıya geçti.
Kökü dışarıda olan birilerini arayanlar mezarlıktaki insanların üzerine biber gazı sıkanlara bakabilir. Eylemleri tetikleyen, devletin gücü ve alışkanlıklarını arkasına alan bu türden saldırganlardır.
Toplumun tüm özgürlük alanlarının üzerine kâbus gibi çöken, kadınlara nefes aldırmayan rejim, tepkileri kendi elleriyle yaratıyor. Bu tür rejimlerde iddia edildiğinin tersine, kitle eylemlerinin kökü dışarıda değil, bu nobran rejimlerin uygulamalarındadır. Bu rejimlerin Soros diye suçladıkları şey, aynada görüp tanımazlıktan geldikleri kendi suretleridir.
Şenol Karakaş