Ukrayna halkına yaşatılan dehşet verici eziyet altıncı ayını doldurdu.
Bir yanda NATO ve Batı güçleri, diğer tarafta Rusya ve müttefikleri arasında sürmekte olan emperyalist rekabetin yağmacı ve yayılmacı politikaları Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle yeni bir boyuta taşınmış, geri dönüş yollarını tıkayacak stratejilere başvurulmuştu.
Savaşın ilk haftalarında Ukrayna’nın Putin’i şaşırtan bir direnişle yanıt vermiş olması Rusya birliklerini kısmen zayıf düşürmüş olsa da hemen ardından hastanelerin ve nükleer santrallerin vurulmasına, çocukların enkaz altında kaldığına şahit olduğumuz, büyük acıların ve büyük kayıpların yaşandığı aylarca sürecek bir evreye girildi.
NATO ve Batı güçleri tarafından silah sevkiyatıyla beslenen Ukrayna, bir sonraki evreyi, roketlerinin sayısını artırmaya girişerek başlattı ve böylece savaş yeniden alevlendi.
ABD’nin NATO ittifakını doğuya genişletmeye çalışmasıyla, emperyalistler arası yıkıcı rekabetin dünyayı iyiden iyiye tehdit ettiği o günlerde patlak veren Ukrayna’nın işgaline, (Ukrayna ve Rusya’daki savaş karşıtları başta olmak üzere) tüm dünyadan yükseltilen savaş karşıtı sesler, hem Ukrayna’nın işgaline karşı çıkıyor hem de bu savaşın dünyada yeni bir silahlanma dalgası başlatıp başka savaşlara da yol açacak bir vekalet savaşı olacağı gerçeğini vurguluyordu.
Savaşın altıncı ayında gelinen nokta, bunun apaçık bir göstergesidir.
Emperyalistler, savaşı büyütmeye çalışıyor
Vitesin bir kez daha yükseltilmeye çalışıldığı bugünlerde Batı emperyalistleri şimdi de Ukrayna’nın Kırım’ı Rusya’dan geri almasını talep etmeye başladı.
Rusya’nın 2014 yılında ilhak ettiği Kırım’ı yeniden ele geçirme planları, Batı tarafından bu savaşı büyütecek yeni hamle olarak pazarlanıyor ve Rusya da bu planlar karşısında sesiz kalmayacağını gösteren açıklamalar yapıyor.
ABD, Ukrayna'nın Batı'dan gelen silahları Kırım'ı vurmak için kullanabileceğini açıkça duyurdu. İngiltere ise Kırım’a yapılacak saldırılara destek verdiklerini gösterecek şekilde, savaş makinelerine yönelik milyonlarca sterline varan maddi desteğini artırırken Ukrayna’nın askeri eğitim ve teçhizat ihtiyacını güçlendirmeye devam edeceklerini açığa seren bazı açıklamalar yaptı. Aynı günlerde NATO genel sekreteri Jens Stoltenberg, “ihtiyaç duyulduğunda” bölgedeki gerilimi daha da artırmayı hedefleyen bir örgütlenme olan Kırım Platformu’nun gerçekleştirdiği bir zirveye katıldı.
Ve bu gelişmelerin hemen ardından Kırım’daki Rusya üslerine saldırılar başlatıldı.
Rusya ise Ukrayna halkına yaşattığı eziyetlere devam ederken bir yandan da Suriye’deki rejim yanlısı faaliyetlerini, bölgede yükselmekte olan tansiyona rağmen daha ileriye taşıyıp, öncesinde Suriye’yi bombalamasına izin verdiği İsrail’e yönelik olarak, artık bu tür girişimlerini kınadığını açıkladı.
Geçtiğimiz günlerde Suriye’deki ABD güçleri, İran destekli oldukları iddiasıyla bazı silahlı gruplara yönelik, iki gün boyunca süren bir bombardıman gerçekleştirdi. Rusya, ABD’nin en önemli müttefiklerinden biri olarak bu saldırılara destek veren İsrail’i, Suriye’yi bombaladığı için değil, Ukrayna'daki savaşta Batı güçlerinin yanında yer aldığı için kınıyor ve bunu saklama gereği de duymuyor.
Ukrayna’da yaşananlar yetmezmiş gibi, göz göre göre Suriye’yi parçalamış ve şimdi de bölgedeki tansiyonu yeniden yükseltmeye adanmış olan aynı emperyalist güçler, Ortadoğu’da sürmekte olan rekabetten de geri durmayacaklarını gösteriyor, bölgedeki istikrarsızlığı korkunç çatışmalara yol açacak şekilde zorlayarak hepimizi tehdit etmeye devam ediyorlar.
Emperyalistlerin, halkları hiçe sayarak, ellerinden geldiği müddetçe sürdürmeye çalıştıkları bu savaşlar ve çatışmalara karşı sesimizin daha güçlü çıkması gerekiyor. Savaş karşıtı mücadeleyi, dünyanın her yerinde büyütmeliyiz.
Tuna Emren
(Sosyalist İşçi)