Pandemiyi bir kez daha tırmandırdılar

09.08.2022 - 17:41
Tuna Emren
Haberi paylaş

Sağlık Bakanlığının günlük paylaşması gereken ama bunun yerine haftalık paylaşıma dönüştürülen salgın verileri, 25 Temmuz ila 1 Ağustos arasında 406 bin vaka olduğunu gösteriyor. Sadece bir haftada 337 kişi salgın nedeniyle hayatını kaybetmiş…

Haftalık paylaşıma başvurmayı seçtikleri için salgının seyrini izlememiz zorlaştırılmış olsa da, geçtiğimiz yıl yaşanan fiyaskolardan sonra tahmin edebiliyoruz ki 406 bin diyorlarsa gerçek sayılar bunun çok üzerinde olmalı – hatta 900 bin bandına çıktığımız yönünde tahmin yürüten uzmanlar da oldu. Kaldı ki bu haliyle 400 bin seviyesi bile korkutucu.

Bir haftada 300’den fazla kişi bu nedenle yaşamını yitiriyor ve hâlâ tek bir önlem dahi alınmış değil.

Maskeler atıldı, önlemler terk edildi, aşı dozları “3 bize yeter” denilerek tamamlanmış sayıldı, gerisi de bireylerin tercihlerine bırakıldı. İşte sonucu da budur.

Salgın bitmiyor, çünkü iktidar toplum sağlığını değil sermaye sahiplerini koruyup kollayan politikalarını sürdürüyor.

Sonlandıramıyorlar çünkü üzerlerine düşeni yapmıyorlar.

Dalga dalga yükselmeye devam edeceği bilindiği halde, toplumsal bağışıklık seviyesinin yanına bile yaklaşılmamışken ‘bitti, kurtulduk’ algısı yaratmak, hiçbirimizin umursanmadığının en açık göstergesiydi zaten.

Karantina sürelerini bile 14 günden, önce 10 güne, sonra da 5 güne çektiler. Bu kararı hangi bilimsel verilere dayanarak aldılar? Bir dizi önemli çalışma var ki hepsi de semptomların ilk ortaya çıktığı günden itibaren iki hafta boyunca bulaşmaya devam ettiği gerçeğinin değişmediğini vurguluyor. Beş günün yeterli olacağını gösteren, bu kararı destekleyen bir bulgu da yok üstelik.

Aşılanmadan, toplumsal bağışıklığı sağlamadan sonlandıramayız bu toplum sağlığı krizini.

Toplumsal bağışıklık seviyesine (nüfusun asgari yüzde 70-80’i) ulaşsak bile salgının hemen sona ereceğini beklemek yanlış olur. Önce hızı düşecek. Dolayısıyla buradan doğan avantajın kullanılması, yani doğru zamanda doğru önlemlerin alınması gerekiyor ki aşıları atlatabilen yeni varyantlarla karşılaşmayalım.

Tüm dünyayı aşılamayı başaramadık ama The Lancet’ta Oliver Watson ve ekibi tarafından paylaşılmış olan çalışmaya göre, aşılar sayesinde ölümleri yüzde 63 oranında azaltmayı başardık. Buradan da görüyoruz ki aşılar işe yarıyor. Fakat bu, bardağın dolu kısmı.

The Guardian’ın güncel verilerine göre, her gün 2114 kişiyi ölüme terk ediyoruz.

Salgın 2 yıldan fazla süredir burada olduğu halde küresel nüfusun sadece yüzde 61,7’si aşılanabildiği için her gün 2 bin kişi önlenebilir bir hastalıktan ölmeye devam ediyor.

Tam aşılanmanın ne olduğu bile tartışmalı zaten. İki doz aşı olduk ve sonra da bir ya da iki tane hatırlatma dozu yapıldı diye tam aşılanmış mı sayılıyoruz?

Sayılmıyoruz, yeni varyantlar gelmeye devam ettikçe hiçbir zaman tam aşılanmış sayılmayacağız.

Şu anda BA4 ve BA5 varyantları dolaşımda. Bilimsel çalışmalardan, bu iki varyantın çok hızlı yayıldığını da biliyoruz. Aşı geliştiriciler bu varyantlara uyarlanmış yeni aşıları piyasaya sürmeye hazırlanıyor, çünkü BA4 ve BA5 mevcut aşıların bağışıklığından kaçabilen varyantlar.

Özetle, elimizdeki aşılar ağır hastalıkları ve ölümleri azaltma konusunda hala başarılı ama artık yeterli değiller.

Salgın bu aşılarla sonlandırılabilirdi, yapılmadı, o fırsat penceresi çoktan kapandı. Anlaşılan o ki şimdi yeni aşılarla denemek zorundayız.

Johns Hopkins Üniversitesi’nin verilerine bakarsak, vaka sayısının hızla yükselişi açısından en riskli durumdaki ülkelerden biri de Türkiye.  

“Geldiğimiz noktada yeni bir dalganın hızlı tırmanma dönemine girdiğimiz görülmektedir” diyor Türk Tabipleri Birliği.

Kapalı alanlarda maske zorunluluğunun getirilmesi gerektiği ortada. Diğer önlem ve düzenlemelerin de hemen başlatılması gerektiği çok açık. Öte yandan, “rahat olun, bitti ya da bitmek üzere işte” gibi safsatalara başvuran, normalleşme algısı iyice pekişsin diye maske zorunluluğunu kaldırıp günlük vaka sayılarını açıklamaya son veren bu iktidarın böyle bir toplum sağlığı krizini sonlandıramayacağı da ortada.

Bültene kayıt ol