Afganistan’da Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinin ardından pek çok kadın geleceğinden endişe duymaya başladı. Kadınların kazanılmış haklarının ne kadarının kaybedileceği tartışılırken Taliban Sözcüsü Suheyl Şahin, başörtüsü giyilmesi şartıyla kadınların çalışma ve eğitim haklarının devam edeceğini söyledi. Fakat Afgan kadınlar, Taliban’ın değiştiğine ve kadınların özgürlüklerinin korunacağına inanmıyor.
Afgan Mülteciler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (ARSA) kurucularından Dr. Zakira Hekmat’ın aktardığına göre Taliban Kabil’i ele geçirdikten sonra bazı kadınlar ‘Biz Taliban militanının nikahına girmek istemiyoruz. Bu nedenle bu ölüm şerefli bir ölümdür’ diyerek çatılardan atlayıp intihar etti. Afganistan’ın ilk kadın belediye başkanı Zarifa Ghafari gibi Taliban’dan tehditler alan kadınlar ise öldürülme korkusuyla hayatlarını sürdürüyor.
Kadınlar Taliban’ın değiştiğine inanmıyor
Taliban’ın 1996-2001 yıllarındaki yönetiminde kadınlar çalışamıyordu, kız çocukları okula gidemiyordu, kadınlar burka giymek zorundaydı ve yanlarında bir erkek olmadan evlerinden çıkamıyordu. Kurallara uymayan kadınlar şiddetle cezalandırılıyordu.
Taliban, eski sert uygulamaların devam etmeyeceğini iddia ederek kadınların sosyal hayatta yer almasına izin vereceklerini söylüyor. Fakat temmuz başında Taliban güçlerinin Azizi Bank’ta çalışan kadınlara bankadan ayrılmalarını ve işi bırakmalarını emrettiği biliniyor. Kendileri yerine erkek akrabalarının çalışması gerektiği söylenen kadınlar, çalışmak için aldıkları tüm eğitimin boşa çıkarılmaya çalışıldığını ifade etti.
Her ne kadar Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Taliban’ın şimdiye kadar verdiği mesajları olumlu karşılasa” da kadınlar bu iyimserliği paylaşamıyor. Kadınların Taliban yönetimine dair hafızaları, Taliban’ın kadınların haklarına ve özgürlüklerine saldırmayacağı yönündeki iddialarına inanmayı imkânsız kılıyor.
Kadınlar ve LGBTİ+lara yönelik şiddet ve ayrımcılığın artması bekleniyor
Taliban sözcü Zabihullah Mucahit’e göre “Kadınlar İslami çerçevede korunacak”. Taliban’ın kadınlara sunduğu “İslami çerçeveyi” daha önceden tecrübe etmiş kadınlar, bunun bir koruma değil, susturma ve yok etme olduğunu ifade ediyor. Afganistan Parlamentosu üyesi Farzana Kochai hayatı, çalışma özgürlüğü ve sesini çıkarma özgürlüğü için endişelendiğini söyleyerek Afgan kadınların, haklarına yönelik böyle bir saldırıyı kabul etmeyeceğini ifade etti.
Afganistan’da LGBTİ+lar yıllardır şiddet görüyor ve ayrımcılığa uğruyor. Taliban’ın gelişiyle, bu saldırıların daha da sertleşmesi bekleniyor. Afganistan’dan sürgün edilmiş gay yazar Nemat Sadat, Taliban’ın yönetimi ele geçirmesiyle Afgan LGBTİ+ların hiç olmadığı kadar canlarından endişelendiğini söyledi: “Taliban’ın eşcinsellere, Nazilerin yaptığını yapacağını söylemek abartı olmaz: onları ayıklayacak ve Afgan toplumundan eşcinselleri yok edecekler. Lütfen yardım edin”. Sadat’a göre Taliban Batı kamuoyundaki kötü itibarını değiştirmek için LGBTİ+ları öldürürken bunları paylaşmayacak fakat kimliği tespit edilen LGBTİ+lara ölümden başka bir seçenek sunulmayacak. Sadat, Afganistan’da LGTBİ+ aktivizmi yaptığı dönemde Taliban tarafından tehdit edilmiş ve ölümle cezalandırılması gerektiği söylenmişti.
Amerika ve Avrupa, Afgan kadınların özgürlüğüyle ilgilenmiyor
Amerika’nın Afganistan işgali, her ne kadar “insani müdahale” olarak gösterilmeye çalışılsa ve Batılı devletler tarafından kadın haklarının korunması, dayanak gösterilse de ABD’nin hedefi elbette Orta Doğu’daki hakimiyetini güçlendirmekten başka bir şey değildi. Taliban, yönetimi ele geçirdiğinde Avupalı devletler de “yoğun endişeler duymaktan” ve “düzensiz göç dalgasından kendisini korumak” için çabalamaktan daha fazlasını yapmıyor. Macron, "Avrupa, Afganistan'daki krizin yol açacağı mülteci akınına karşı inisiyatif almalı, kayda değer düzensiz göç dalgaları beklemeli ve kendimizi korumalıyız." ifadeleriyle Fransa’nın faşist partisi Rassemblement National’in lideri Marine Le Pen’e benzetildi ve göçmenlerle dayanışanlar tarafından eleştirilere tutuldu.
Afganistan’da kadınlar hayatlarından endişe duyarken ne Amerika ne de Avrupa Afgan kadınların sesini duymaya istekli. Afgan kadınların, kız çocuklarının ve LGBTİ+ların korunması için göstermelik kadın hakların korunması çağrılardan fazlasına ihtiyaç var. Göçmen karşıtı söylemlere bir an önce son verilmeli ve sınırlar göçmenlere açılmalı.
Melike Işık
Fotoğraf: 17 Ağustos 2021, Kabil'de 4 kadının gerçekleştirdiği eylem, Taliban yönetimine karşı ilk protesto olarak tarihe geçti.