Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretinde, çözüm sürecini bitirenin kendileri olmadığını söylemesi HDP’yi yeniden tartışmaların odağına oturttu. Muhalefet saflarında olduğu iddia edilen ama iktidarın Kürt sorununda bugün savunduğu politikalardan daha sağda politikaları savunan parti ve destekçileri de diyet isteriz diye çığlık atmaya başladılar.
Bu Türk milliyetçisi “muhaliflere” göre yine, yeniden Kürtler ve Erdoğan el altından görüşebilirlerdi. Görüşmekle de kalmaz, Millet İttifakı adayına oy vermeyebilirlerdi.
Yine “HDP uzlaşıyor” eleştirisi
Sosyal şovenistler muhalif sayılmaya başladığından beri, muhalefetin en çok gündeme getirdiği mesele HDP’nin iktidarla anlaşacağı eleştirisi oluyor.
Hangi HDP? Belediye başkanları, milletvekilleri, eş başkanları, cumhurbaşkanı adayları ve binlerce üyesi iktidarla hiçbir şekilde uzlaşmadıkları için tutuklu olan HDP mi?
Hangi HDP? Bu iktidarla anlaştığı milliyetçilerce iddia edilen parti. 5 Haziran 2015’ten beri yüzlerce kez silahlı, bombalı saldırıya maruz kalanların partisi mi?
Hangi HDP? Hakkında daha geçen ay kapatma davası açılan, Kobanê eylemlerinde ölenlerin yüzde 80’i kendi üyesi olmasına rağmen o sürecin provokatörü ilan edilen parti mi?
Hangi HDP? Seçimlerde iktidara karşı muhalefetin tümünü düşündüğü için en azılı milliyetçi odakların hakaretlerini bile görmezden gelen HDP mi?
Muhalefet tarafından, arka planda kalması istenen, görünmez olması istenen, ittifakın bir parçası olmaması ama ittifaka oy çağrısı yapması istenen parti, HDP!
“Seni başkan yaptırmayacağız!” sloganıyla bir kampanya yaptığı için hâlâ hesap sorulan parti.
Aman HDP’yle irtibat kurmayın!
İYİP adındaki partinin liderinin “Bizim HDP ile herhangi bir irtibatımız yok. Söylerken telef oldum” dediği, bu partinin başka üyelerinin “HDP dışında tüm partilerle görüştük” dediği HDP’ye yönelik bu sağcı muhalefetin, sol görünümlü sağcı ve ırkçı sosyal medya “kanaat önderlerinin” hiçbir eleştirisini ciddiye almak gerekmiyor.
Sınır ötesi harekatlar konusunda, Mavi Vatan tezinde, Kürt milletvekillerinin dokunulmazlığı gibi başlıklarda iktidar ittifakıyla aynı politikalara, göçmen politikalarında iktidardan daha sağda ve ırkçı önerilere sahip olup, iktidarı milliyetçilik yaparak sıkıştırmaya çalışanların HDP eleştirisi tek kelimeyle utanmazlıktır.
Milliyetçilikte iktidarla yarışanların eleştirileri HDP’nin muhalefet tarafından da baskı altına alınması anlamına gelmektedir.
Emanet oy yalanı
Bu tartışmalar, 7 Haziran seçimlerinden beri gündeme geliyor. O zamanlar da emanet oy tartışmasıyla gündemdeydi.
HDP’ye verilen oyların bir kısmının emanet olduğu iddiası, siyasal tarihin en saçma iddialarından biriydi. Türk siyasi partilerinin ve sözcülerinin Kürt siyasi varlığına yönelik kibrinden kaynaklı bu yaklaşım biçim değiştirerek varlığını sürdürüyor.
Ezilen halkın siyasi ifadesi olarak HDP canının istediği partiyle ittifak kurabilir, canının istediği adayları destekleyebilir, canının istediği gibi çözüm ve barış süreçlerini inşa edebilir.
HDP’ye yönelik bu saldırgan üslup, iktidarı esas olarak çözüm sürecini yeniden başlatır korkusuyla MHP’ye şikayet edip baskı altına alma çabasıyla eş zamanlı ilerliyor.
Son beş yıldır dozu her geçen gün artan baskılara direnen HDP’nin hiçbir desteklerini görmediği bu insanlara, üyeleri öldürüldüğünde tek bir dayanışma eylemi içinde bile olmayanlara herhangi bir açıklama borcu yok.
Bu burjuva muhalefetin ise Kürtlerin yüzde 11-13’lük oy oranına, yani altı milyon civarındaki oya ölümüne ihtiyacı var. Sanki durum tersineymiş gibi bir tutum içinde olmaları, ezen ulus kibrinin yansımasından başka bir şey değil!
Şenol Karakaş
(Sosyalist İşçi)