Özel şirketlerin yaptığı elektrik zamları büyük tepki toplarken, Erdoğan yönetimi dev kamu tekeli TEİAŞ'ı satışa çıkardı.
Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) stratejik önemi nedeniyle 36 yıldır özelleştirmelerde kapsam dışı tutuluyordu ve bir sabah Resmi Gazete'de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle özelleştirme kapsamına alındı.
Zarar ettiği için mi?
Özelleştirme savunucularına göre kamu şirketleri zarar etmeye mahkumdur, bu yüzden özel şirketlere satılmalıdır. TEİAŞ'a bu açıdan bakıldığında tam tersi bir durum karşımızı çıkıyor.
2020 yılında en fazla kâr eden 500 şirketi arasında TEİAŞ 26. sırada. Varlıklarının toplam değeri 27,9 milyar TL'yi buluyor.
Kamu tekeli, 2018'de 3 milyar 258 milyon TL, 2019 yılında 2,1 milyar TL, 2020'de 6,1 milyar TL, brüt kâr elde etmiş. Yani zarar ettiği elden çıkarılan bir kamu kuruluşu değil.
Fahiş zamlar
Özelleştirmecilerin bir diğer iddiası ise özelleştirilen kamu hizmetlerinin daha da ucuzlayacağıydı.
Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) önce üretim, dağıtım ve iletim olarak 3 parçaya bölündü. Elektrik dağıtımı 2013 yılı itibarıyla tamamen özel şirketlerin eline geçti.
Üretimde ise geçen 96 bin MW gücün, sadece 21,4 bin MW kısmı kamuda.
2018-2021 yılları arasında halka ödetilen elektrik faturaları yüzde 123 zamlandı.
Devletin elektrik üretimi ve dağıtımından çekilmesi, özelleştirme yanlıların iddia ettiği gibi faturaların azalmasına değil tam tersine neden oldu.
Aceleciliklerin sebebi
Şimdi ise alelacele iletim kısmı satışa çıkarıldı. Oysa iktidar düne kadar, iletimin devlet elinde tutulması ile sektörün kamu çıkarı yönünde dengeleneceğini ve TEİAŞ'ın sektöre liderlik edeceğini savunuyordu.
Özelleştirme politikalarının yarattığı ekonomik yıkım ortadayken, neden kâr eden bir kamu tekelini satmak istiyorlar?
Sonbahar yaklaşıyor. 448 milyar dolarlık kronik dış borç bulunamadığı gibi, faiz ödemeleri kapıda. Yabancı sermaye Türkiye'den kaçıyor. Bir zamanlar sihir gibi gösterilen "sıcak para" yok, Hazine'nin kasası da boşalmış durumda.
Kanal İstanbul'la ilgisi olmayan bir köprüde şatafatlı temel atma töreninde olduğu gibi TEİAŞ'ı satma aceleciliğinin temelinde de çöküşte olan ekonomiye kısa vadeli nefes aldırma girişimleri var. Ve bu girişimlerin merkezinde, kamu ya da halkın çıkarı değil, Erdoğan yönetiminin iktidarını sürdürmesi amacı yatıyor.
O meşhur 128 milyar dolar da iktidar ayakta kalabilsin diye satılmıştı. Şimdi sıra TEİAŞ'a gelmiş gözüküyor.
Özelleştirmeye neden karşı çıkmalıyız?
TEİAŞ'ın özelleştirilmesi işçiler ve emekçiler açısından nasıl sonuçlara yol açacak?
İktidar bu satışı yapabilirse, enerji sektörünün tamamı özel şirketlerin eline geçecek, yani insafsız zamlar otomatiğe bağlı bir şekilde kat be kat artacak.
Eğer bu satış gerçekleşirse TEİAŞ'da çalışan işçiler (personel sayısı 8071) kazanılmış haklarını kaybedecek, sendikasızlaştırma ve taşeronlaşma yani işten çıkarmalarla karşı karşıya kalacak.
Her iki sonuç da kabul edilemez. Sosyalistler özelleştirmeye baştan beri karşıdır:
- 3,5 yılda yüzde 123 zamlanan faturalar, özelleştirilmiş elektrik sektörünün halkın sırtında nasıl bir yük haline geldiğini ortaya koyuyor. Düşük faturalar için elektrik sektörü kamulaştırılmalı. TEİAŞ satılmamalı, elektrik üretim ve dağıtımı da kamulaştırılmalı.
- Elektrik iletim işçilerinin işini ve ekmeğini tehdit ettiği için özelleştirmeye hayır!
TEİAŞ'ta çalışan işçiler Türk-İş'e bağlı Tes-İş sendikasında örgütlüler. Tes-İş, yerli-yabanca şirket milliyetçi ayrımına gitmeden, özelleştirmeye karşı mücadeleye atılırsa arkasında halkın geniş kesimlerinin desteğini bulacaktır. Türk-İş, DİSK ve Hak-İş de elektrik iletim işçilerinin arkasında durursa bu satış önlenmekle kalmayacak, işçi hareketinin canlanması ve yükselmesi bir rüzgar yaratılacaktır.
Volkan Akyıldırım