Hükümet zamanında yeterli aşı temin etmemesinin hesabını vermeli

14.06.2021 - 16:53
Faruk Sevim
Haberi paylaş

Aşı temini arttıkça, aşılama hızı artıyor, ölüm sayıları azalıyor. Fakat ölen binlerce insanın sorumlusu, yeterli aşıyı zamanında temin edemeyen hükümettir, hükümet bunun hesabını vermelidir.

Aşı temin arttıkça aşıma hızlanıyor, ölüm sayıları düşüyor

Yapılan açıklamalara göre Biontech firmasından gelen aşılar sayesinde aşılama hızı arttı, daha önce günde 100 bine kadar düşmüş olan aşılama sayısı, son 3 günde ortalama 500 bine yükseldi. İki dozu da olan kişi sayısı 14 milyon, tek dozu alan kişi sayısı 7 milyon oldu. Resmi açıklamalara göre hastalığa yakalanan ve sağlığına kavuşan 5 milyon kişi de bu sayılara eklendiğinde, 26 milyon kişi bağışıklık konusunda önemli bir avantaja sahip. 

Bazı ülkelerde 18 yaş altı için de aşılama çalışmaları başladı. Türkiye’de de Ekim ayından itibaren 18 yaş altı için aşılama başlayabilir. Tabi bu aşıların muhtemelen 1 yıllık koruyuculuğu var, o durumda 2022 Ocak ayından itibaren herkesin tekrar aşılanmaya başlaması gerekiyor. Bu süreç, salgının kaynağı bütün dünyada ortadan kaldırılıncaya kadar devam edecek gibi görünüyor.

Aşılama sayıları arttıkça salgının etkisi de zayıflamaya başladı. Gerçek sayılar, resmi açıklamaların çok daha üstünde olmasına rağmen, vaka ve ölüm sayılarında belirgin bir düşüş yaşandığı ortada.

Son üç ayda, aşılama yapılamadığı için ölen insanların hesabını kim verecek

Hükümet, en baştan beri Çinli Sinovac firmasından aşı temini konusunda bir ısrar içerisine girdi. Bu ısrarın sebebi ortadaydı, aşılar yandaş bir firma aracılığı ile getiriliyordu. Muhtemelen daha az komisyon alabilecekleri mesela Biontech firmasından aşı temini konusuna soğuk baktılar. Hatta Biontech aşılarının güvenli olmadığını bizzat Sağlık Bakanı açıkladı.  

Bir yandan da yerli aşı konusunda müjdeler verdiler, 2021 Nisan ayında yerli aşının hazır olacağını ilan ettiler. Bu müjdeleri de boş çıktı.

2020 Aralık ayında Sinovac’tan geleceğini müjdeledikleri aşı 2021 Ocak ayında gelebildi, aşılama yaygın olarak Şubatta başladı, Martta bitti. Çünkü gelen 25 milyon doz aşı 2 ayda tükendi. Sinovac firması Şubat ayında göndereceğine söz verdiği 50 milyon doz aşıyı göndermedi. Türkiye geçen yıl Kasım ayında, Sinovac’tan 100 milyon doz almak üzere Çin ile bir anlaşma imzalamıştı. Aşılar, Çin’in, Ankara’ya, iadesini istediği Uygurlar’la ilgili olarak baskı yapma çabasının bir parçası haline geldi. Yani Çin elindeki aşı imkânını siyasi baskı aracı olarak kullanmaktan çekinmedi.

Hükümet Biontech aşısını çok daha önceden temin edebileceği halde bunu yapmadı, Sinovac’ı tercih etti. Sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz. Yapılacak yaygın aşılama ile Mart, Nisan, Mayıs aylarında günlük ölüm sayıları 50 seviyesine düşebilecekken, yeterli aşı temin edilememesi sonucu her gün ortalama 300 insan öldü, toplamda 25 bin kişi hükümetin hatalı tercihi nedeniyle öldü. 2,5 milyon kişi hastalığa yakalandı, vücutlarında belki de kalıcı hasarlar oluştu.

Bu facia, örneğin yaşadığımız 1999 İzmit depreminden daha büyük bir insani ve ekonomik kayba neden oldu. Binlerce insan öldü, milyonlarca insan hastalığa yakalandı, insanlar daha fazla aç kaldı, yoksulluk daha fazla arttı. Hükümetin Çin’den aşı temininde ısrarı, ama bunu da becerememesi en az 25 bin kişinin fazladan ölmesine yol açtı. Hükümet bunun hesabını vermelidir.

Aşı karşıtlığına hayır! İşçiler aşı olmalıdır

Bu arada bir kısım aşı karşıtlarının etkisi ile aşı olmayan insanlar da söz konusu. Aşıları özel şirketlerin ürettiği, kâr etmeyi hedefledikleri doğru olmakla birlikte; aşıların sağlıklı olup olmadığı, yan etkilerinin neler olduğu bağımsız bilimsel kuruluşlar tarafından takip ediliyor, bu konuda toplum sürekli bilgilendiriliyor. O nedenle bütün işçilerin, emekçilerin, yoksulların aşı olması gerekir. İnsanların sağlığına kavuşması ve haklarını araması için eylemler ve etkinlikler düzenleyebilmesi açısından bu çok önemli. Bütün emekçiler, işçiler aşı olmalıdır.

Faruk Sevim

[email protected]

Bültene kayıt ol