Geçen hafta AKP’li Özlem Zengin’in tacizi ifşa eden kadınlara yönelik “onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez” sözleriyle ilgili Meral Akşener grup toplantısında “On yıl sonra da olsa hakkını arayan her kadın onurludur” dedi. Kadınların tacizcileri uluslararası düzeyde ifşa ettiği “me too” hareketini övdü. Meral Akşener daha önce İstanbul Sözleşmesi’nin yanında olduğunu açıklamıştı. İYİP kadınların desteğini almak için özel bir çaba gösteriyor. Partideki kadın üyelerinin artmasını ve kadınların parti faaliyetlerinde görünür olmasını sağlayacak pek çok çalışma yapıyor. Öte yandan kadına yönelik şiddet ve taciz, nafaka hakkının gasp edilmesi gibi kadın hareketinin temel taleplerinin yanında duruyor.
Akşener’in kadın hareketinin taleplerine sahip çıkması, üstelik bu konuda her konuştuğunda iktidar hariç herkesin yüreğinin yağ bağlaması şu soruyu önemli kılıyor: Meral Akşener ve partisi İYİP kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği ve özgürlük mücadelesini taşıyabilir mi?
Akşener barış ve çözüme karşı
Bu sorunun yanıtı Akşener’in konuşmasının devamında netleşiyor. Akşener, devamında AKP’li Mehmet Özhaseki’nin 6 milyon HDP seçmenine bela okumasının terör örgütü PKK’yı sevindirdiğini söylüyor ve çözüm sürecini eleştiriyor. Parlamenter sisteme dönüş vaat eden İYİP’in bazı yetkilileri, HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin fezlekeye “evet” diyeceklerinin mesajını verdi. Akşener, barış, çözüm ve demokrasi istemiyor. Akşener ve Partisi İYİP’nin MHP’yle arasındaki husumetin nedeni Akşener’in MHP’nin çizgisinden uzaklaşması değil, Bahçeli’nin milletvekili adayı göstermemesinden kaynaklanıyor. Akşener her fırsatta bozkurt amblemini kullanımının İYİP’nin tasarrufunda olması gerektiğini söylüyor. Akşener’in İçişleri Bakanı olduğu dönemde Susurluk’ta mafya-devetlet-derin devlet ilişkilerinin saçılmasının başlangıcı olan trafik kazasının ardından derin devlet elemanlarının aklanmasında oynadığı rolü ve faili meçhul cinayetlere yaklaşımını “Bu ülke için, bu milletin beraberliği için bir şey yapılması gerekiyorsa yapmışımdır” sözleriyle açığa seriyordu. Akşener’deki değişmeyen temel şey devletin çıkarlarını amasız savunması! Bu açıdan Akşener’in iktidara yönelik temel eleştirisi de “devlet aklıyla” davranılmaması oluyor. Söz konusu “milli çıkarlar” olunca İYİP sınır ötesi operasyonları her seferinde destekliyor.
Kadın cinayetlerinde katilleri aklayan, iş cinayetlerinde patronları aklayan mahkeme kararlarından, salgın koşullarında şirketlere teşvikler yağarken emekçileri açlık ve sefalete mahkûm eden devletin sınıflar üstü bir yapı olmadığını biliyoruz. Akşener’i “kadın destekçisi yapan aşağıdan yükselen uluslararası kadın hareketinin gücü. Ancak Akşener’in kadın desteği, sermayenin ve devletin çıkarlarıyla sınırlı.
Aşırı sağın hedefindeki kadın
Meral Akşener’in, AKP-MHP koalisyonunun toplumsal cinsiyet eşitliği fikrini, geleneksel aileyi baltalayan, toplumun dokusunu tahrip eden baş düşman olarak gören yaklaşımıyla ortak bir yönü yok. Ama son yıllarda yükselen aşırı sağ hareketlerle benzer özellikleri var. Irkçı ve faşist yapılarda son yıllarda kadınların görünürlükleri çok daha fazla artarken, kadınları destekliyorlar. “Güçlü kadınları” teşvik ediyorlar. Örneğin: İtalya’nın aşırı sağcı partisi Lega Meclis üyesi kadınlara biber gazı hediye etti. Aşırı sağ, göçmenlerin kadınların karşılaştığı bir tehdit olduğu algısını yaygınlaştırmaya çalışıyor. Kadınların güvenlik önceliğini onların deyimiyle “bizim kadınları korumak” oluşturuyor.
Özellikle göçmenlere düşmanlık, Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin lideri Marine Le Pen ve Meral Akşener’in ortak özelliği. Le Pen, ülkeyi felakete gördürdüklerini düşürdüğü göçmenlerin evlerine gönderilmeleri gerektiğini söylüyor. Meral Akşener de “Suriyelileri geri göndereceğiz” diyor.
Akşener’in içerisinde kadınların da olduğu, milyonlarca göçmen, Kürt emekçinin çıkarları söz konusu olduğunda “eşitlik” talebinin yerini, kolayca, “millet, devlet ve düzen” almakta, alacaktır. Kadınların yaşamlarında eşitlik ve özgürlük talebini de içeren anlamlı bir değişim, Akşener gibi ırkçı, sağcı, burjuva politikacılarından gelmeyecek. Son yıllardaki dünya çapında yükselen kadın hareketi ve liderliğini kadınların yaptığı kitlesel mücadeleler değişim için güvenmemiz gerekenin ne olduğunu gösteriyor.
Çağla Oflas
(Sosyalist İşçi)