Valilik yasağına rağmen yürüyüş kararının arkasında duran işçilere polis engel oldu ve müdahale etti. 99 işçi ve sendika yöneticisi gözaltına alındı. Akşam saatlerinde bırakılan işçiler yeniden yürüyüşe başladılar.
Ankara’ya yürümek isteyen metal işçilerine saldırısı, iktidarın sermaye dışında hiçbir kesime özgürlük tanımayacağını bir kez daha gösterdi. Birleşik Metal-İş Sendikasına üye olan Özer Elektrik, HSK ve Baldur işçileri ücretsiz izne çıkarıldılar. Bu uygulamayı protesto etmek isteyen işçiler Ankara’ya yürümeye karar verdiler. Kocaeli Valiliği salgını gerekçe göstererek yürüyüşü yasakladı. İşçilerin kapalı yerlerde toplu bir şekilde çalıştırılması serbest!
İşçilerin toplu ulaşım araçlarıyla işe gidip gelmesi serbest! Hiçbir ciddi salgın karşıtı önlem alınmada işçilerin işe gitmesi zorunlu.
Cami açarken toplu tören yapmak serbest! AKP’ye miting yapmak serbest!
Sermaye gruplarının iktidar temsilcileriyle toplantı yapması serbest!
Ama işçilerin en temel hakları için gösteri yapması yasak!
Direne direne kazanacağız!
Özer Elektrik, HSK ve Baldur patronları ücretsiz izin uygulamasını işçi düşmanı bir silah haline getiriyorlar. Sadece bu üç şirket değil, tüm işyerlerinde ücretsiz izin uygulaması patronların işçileri ezmek için kullandığı bir yasal kılıf haline geldi.
İşçilerin grev hakkından yürüyüş haklarına kadar bir dizi kazanımının gasp edilmesi de siyasi iktidarın yasaklarının patronların çıkarını korumayı amaçladığını, başka bir hiçbir fonksiyonunun olmadığını gösteriyor.
Ne kadar öfkeli olduğumuzu göremiyorlar
Ankara’ya yürümeye çalışan sadece metal işçileri değil. Ermenekli madenciler, verilen sözlere rağmen sorunları çözülmeyince yeniden Ankara’ya yürümek istedi. Polisin yürüyen işçilere saldırısı sonucunda 30 işçi göz altına alındı.
İşçiler ertesi gün mahkemeye çıkartıldılar. Biz bu haberi kaleme alırken işçiler henüz serbest bırakılmamıştı.
Madenciler, başta ödenmeyen ücretleri ve tazminatları olmak üzere haklarını almak için yürümek istiyorlar. Fakat işçilerin Güneyyurt Meydanı’ndan çıkmasına dahi izin verilmedi. Jandarma ve polis birlikte saldırdı.
Bağımsız Maden-İş tarafından göz altılarla ilgili açıklamada, “Tüm Ermenek’te fiili bir sıkıyönetim uygulanıyor. Sokaklardaki herkes zorla evlerine gönderilmeye çalışılıyor.” dendi.
İktidar politikaları sadece patronları koruyor, güçlendiriyor ya da teşvik ediyor. İşçiler ise çok yönlü bir saldırıyla karşı karşıya.
Fakat bu politikaların ezilenlerin öfkesini nasıl biriktirdiği iktidar yetkililerinin tam olarak ölçemediği bir olgu.
Öfke birikiyor. İnsanlar yoksul. Yoksulluğa öfkeli.
Adaletsizlik her yanda. İnsanlar adaletsizliğe öfkeli.
Eşitsizlik elle tutulur halde. Herkes bu eşitsizliğe öfkeli.
Fakirler, işçiler, çalışmak zorunda olanlar, salgın riskine rağmen çalışanlar öfkeli.
Zenginler, patronlar ve iktidar çevreleri durumlarından memnun!
Neden bu kadar çok kurumun, örgütün, çeşitli işkollarında çalışanların ısrarla Ankara’ya yürümek istediğini, ne düşündüğünü anlayamaz durumdalar.
Tok açın halinden anlamaz, ta ki aç uygun bir dille anlatana kadar!
Şenol Karakaş
(Sosyalist İşçi)