Bu kadarına da pes dedirten bir şekilde resmi sesler korosu şimdi de neye sevinip sevinmeyeceğimizi tayin etmek istiyor. Karadeniz’de bulunduğu söylenen 320 milyar metreküp doğalgaz bizi sevindirmeliymiş!
Cumhurbaşkanının insanlara “müjde vereceğim” dediği bir rejimin ne anlama geldiğini zerre kadar düşünmüyorlar. Üstelik siyasal özgürlüklerin alanının genişlemesi ya da yoksulların cebine doğrudan kaynak aktarımı gibi bir durum dışında bir doğal gaz kaynağının bulunması, nüfusun ezici çoğunluğu için neden sevinme konusu olmalıymış sorusuna da bir yanıtları yok.
Bu doğalgaz kaynağından fakirlerin kârı nedir?
Doğalgaz gelirleri bir twitter trolünün dediği gibi, milyonlarca insanın doğalgaz kullanımının ücretsiz olması anlamına mı gelecektir?
İklim krizine neden olan kömür, doğalgaz ve petrol gibi yakıtların kullanımını sıfırlamanın bir zorunluluk olduğunu düşünenler neden sevinsin ki, hem de bu sefer Karadeniz’i etkisi alına alacak bu felakete…
Hamasi nutuklarla insanların neye sevinip sevinemeyeceğini söylemenin hakkınız olduğunu, milyonlarca insan açısından, ekosistem açısından hiçbir yararı olmayacağını, tersine, zararlı olduğunu bilen insanları, “sevinmiyorlar” diye hain ilan etmenin yetkiniz dâhilinde olduğunu düşündüren nedir sizlere?
Kömür madenlerinin, maden facialarında işçilerin toprağın dibine gömülmesi, iklim krizine katkısı, zehirli hava solumamıza neden olması gibi etkilerinin dışında, kömür madeni işletmecileri ve patronlarından başka kime ne faydası var?
Kazdağları’nda altın madeni arayanların kime ne faydası var?
Doğalgaz bulunmuş olmasının bir yoksulu sevindirmesi için tek bir neden söyleyin: Doğalgaz fiyatı mı ucuzlayacak, doğalgaz bundan sonra bedava mı olacak, son bir ayda yaklaşık yüzde 25’lik fakirleşmemiz giderilmiş mi olacak? Covid-19’un etkisi giderek artarken, “evde kalamayan” milyonlarca işçinin hayatını mı garantileyecek? İstanbul Sözleşmesi devredeyken bile bir iç savaşla muhatap oluyorlamış gibi her gün öldürülen ve şiddete maruz kalan kadınların hayatı mı garanti altına alınacak?
Yoksa, bir doğalgaz şirketi, söz konusu olan genellikle Koç’un TÜPRAŞ’ı oluyor böyle durumlarda, biraz daha mı zenginleşecek?
TÜSİAD ve MÜSİAD gibi patron gruplarının, ancak ve ancak bu gruplarda örgütlü enerjj, otomotiv, ulaşım ya da inşaat şirketlerini sevindirebilecek gelişmelere, bu şirketlerin kanının son damlasına kadar emmeye kararlı oldukları yoksulların sevinmesini beklemek, ne büyük bir şaşkınlıktır!
Karadeniz’de derelerin merkezlerine HES’er yapılmasına sevinmemizi beklemek gibi…
Siz müjdeyi şu beyefendilere verdiniz, bizlere değil:
Türkiye’de asgari ücretle geçinmeye çalışan bir işçi 2.324 TL alırken, en çok satış yapan ilk 10 şirketin 7’si enerji, ulaşım, inşaat ve otomotiv sektörlerinden. Fortune dergisinin Temmuz 2020 sayısına göre, TÜPRAŞ petrol ürünleri tüketiminde 2018 yılında başlayan ve geçen yılın ilk yarısına kadar süren düşüşe rağmen 89.6 milyar TL net satışla en büyük şirket olmayı sürdürdü.
Elbette bu ciro devleri doğalgaz bulunmasına sevinebilir.
Her metreküp gaz, kâr anlamına geliyor.
Yoksullar ise ekonomik kriz - salgın krizi - ekolojik kriz eşliğinde kış aylarına hazırlanıyorlar. Korkuyla gelecek doğalgaz faturaları kâbuslara giriyor şimdiden.
Bizim niye sevinemediğimiz değil de inşaatçı, petrolcü, doğalgazcı ve otomotivci olmayanlarınızın neden sevinebildiği, bu sevinç dolu duygu patlamasını neye borçlu oldukları daha ilgi çekici bir sorun olsa gerek…
Şenol Karakaş