Trump ve Filistin

12.02.2020 - 17:22
Roni Margulies
Haberi paylaş

​Filistin meselesini ortadan kaldırmak için Amerika bir “barış” planı hazırladığı zaman, eskiden herkes heyecana gelirdi. Bu planlar sorunu çözmek için değil ortadan kaldırmak, üstünü örtmek için hazırlanırdı, ama buna rağmen Filistin örgütleri bile çaresizlikle (“hiçten iyidir” mantığıyla) planları desteklerdi.

Planların en iyi, en olumlu, en “makul” olanları bile, “çözüm” olarak şöyle bir şey dayatırdı: İsrail’e hiç dokunulmayacak, Filistinlilere zaten kendilerinin olan ufak tefek toprak kırıntıları üzerinde bir yönetim kurma izni verilecek.

Sonra, buna bile izin vermeye hiçbir zaman niyeti olmayan İsrail devleti son derece bilinçli olarak bir olay yaratır, Filistinlilerin itiraz ve isyan etmesine yol açar ve “barış” planı rafa kalkar, unutulur giderdi.

Bu sefer böyle bile olmadı.

Trump’ın planını özetleyip Türkçe’ye tercüme edersek, şöyle oluyor: “Ey Filistinliler, durum böyle, bunu artık kabullenin ve lütfen artık bi susun!”

O kadar gülünç bir plan ki bu, bu sefer Amerika’nın bölgedeki en arlanmaz kuklaları bile destek veremedi.

Tüm Arap kurum ve devletlerinin, Amerika’nın öfkesine maruz kalma pahasına plana itiraz etmesi o kadar çarpıcı ki, plan hakkında fazla laf etmeye gerek bırakmıyor.

Ama sorun sadece ve özel olarak bu planın ayrıntılarından kaynaklanmıyor.

Filistin’de resmî çözüm önerilerinin hepsi (ve hatta sol önerilerin de bazıları) özünde ‘iki devlet’ yöntemine dayanıyor. Birleşmiş Milletler’in 1974’te kabul ettiği ve çeşitli Filistin yönetimlerinin desteklediği çözüm de bu: İsrail 1967’deki sınırlarına çekilecek (yani 1967 ve sonrasında sonra işgal ettiği toprakları terkedecek), geri kalanı Filistin devleti olacak.

Bu çözümün iki sorunu var.

Biri, İsrail devletinin hiçbir yerden çekilmeye niyeti olmaması. Amerika’ya hayır diyormuş gibi görünmemek için planları kabul ediyormuş gibi yapıp sonra baltalaması.

Daha önemli sorun ise şu: ‘İki devlet’ planlarının hepsine göre, İsrail’in Filistinlilere bırakacağı 1967 sonrası “işgal edilmiş topraklar” Filistin’in yaklaşık %30’unu oluşturuyor. Yani topraklarının bütünü işgal edilmiş olan Filistinlilere şöyle deniliyor: “Topraklarınızın %70’i bizim olacak, siz bu %30’u alın, kuzu kuzu oturun ve bize teşekkür edin!”

Bu “çözüm” Filistin yönetimi kabul etse bile, çözüm değildir, meşru değildir.

Tek meşru çözüm, o topraklarda yaşayan herkesin eşit vatandaşlar olarak tek bir ülkede yaşamasıdır.

Roni Margulies

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol