S-400 de Patriot füzesi de istemiyoruz!

23.07.2019 - 10:36
Şenol Karakaş
Haberi paylaş

Emperyalist bir ülke yerine başka bir emperyalist ülkeden savunma silahı almak, bir ülkeyi bağımsız, özgür, emperyalizmden uzaklaşmış yapmaz. Sadece bir emperyalist ülke yerine başka bir emperyalist ülkeyle yeni türden bir bağımlılık ilişkisi içerisine girildiğini gösterir bu durum.

Emperyalist bir ülke yerine başka bir emperyalist ülkeden savunma füzesi almanın Türkiye’de yaşayan halkların çıkarına olduğunu iddia etmek halk çıkarının ne olduğunu unutmak anlamına gelir.

Ne zamandan beri silaha yapılan bir yatırım halkın çıkarına uygun görülebiliyor?

Halkın, emekçilerin, yoksulların çıkarı nasıl hangi silahın hangi ülkeden alınacağıyla belirlenebilir?

Bu, silah tüccarlarından gelse kimsenin şaşırmayacağı bir iddia. Hükümet sözcüleri, kamuoyunu ikna etmek için bu aldatıcı “fikirleri” öne sürebilirler.

Fakat, sol adına, demokrasi adına konuştuğunu iddia eden hiç kimse, Rusya’dan S-400 füzelerinin alınmasının hakkın çıkarlarına olacağını iddia edemez.

Edene hatırlatmak hepimiz görevi: Halkın çıkarlarıyla egemen sınıfın, halkın çıkarlarıyla devletin, halkın çıkarlarıyla savaş isteyenlerin, halkın çıkarlarıyla yayılmak, bölgesel güç olmak isteyenlerin çıkarlarının bir olduğunu iddia edenler milliyetçilerdir.

Milliyetçiliklerini tırnak içinde bir antiemperyalizm maskesi altına gizlemiş olmaları, egemen sınıfla, yerli-milli koalisyonla aynı çizgide bulundukları gerçeğini gizleyemiyor. Gizleyemiyor zira, antikapitalist olmayan, kendi egemen sınıfına, egemen sınıf milliyetçiliğine karşı da aynı anda itiraz etmeyen antiemperyalizm, antiemperyalizm değildir. Egemen sınıfın konjonktürel çıkarları gereği, emperyalist ülkelerden sadece birisine, somut tartışmamız bağlamında, ABD’ye karşıdır.

ABD’ye karşı olmak antiemperyalizm değildir!

Yabancı düşmanları, batı düşmanları, ırkçılar, arada sırada histerik bir şekilde iphoneları ya da Hollandalılara inat portakalları bıçaklayanlar, özgürlüklere karşı çıkan, antisemitist olan, Kürt sorununda ırkçı olan bir çok kurum, yapı, örgüt ve birey ABD düşmanı olabilir.

Biz, ABD’nin dünya halklarına kan kusturan politikalarına karşıyız. Sosyalist İşçi, Türkiye’de en büyük savaş karşıtı hareketin, 1 Mart tezkeresini reddeden ve hem ABD’nin neoconlarının hem de dönemin hükümetinin öfkesini üzerine çeken antikapitalist savaş karşıtı hareketin inşacısı ve sesi olmuştur. Irak’ta Savaşa Hayır Koordinasyonu’nda İncirlik Üssü’nün kapatılması için mücadele ettik, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun NATO dağıtılsın kampanyalarında aktif bir şekilde yer aldık. NATO elbette bir suç örgütüdür. Bir darbe örgütüdür! Bir katliam örgütüdür! ABD’nin küresel ölçekte 20. ve 21. Yüzyılda döktüğü kanın, yarattığı yıkımın tarifi çok zor. Fakat bu, ABD’den silah almama karşılığında Rusya’dan silah almanın doğru olduğu anlamına gelmez.

NATO bir suç örgütüdür! Doğru.

Ama Rusya’da suçlu bir devlettir! Çeçenistan’da onbinlerce sivili öldüren Rus rejimi, 2012 yılından beri Esad rejimini destekliyor ve rejimin katliamlarının da sorumlularından birisi.

Putin rejimi suç üreten bir makinedir! Üstelik bu suçlar insanlık suçlarıdır.

Türkiye’nin yapması gereken iki emperyalist bloktan birisiyle bağlantılı olmak değil, her ikisiyle de askeri işbirliğine son vermesidir! 

Emeklilerin ardından Türk-İş’te örgütlü kamu işçilerine de yüzde 5 zammın teklif edildiği, işsizliğin yüzde 9’dan yüzde 14’e yükseldiği, başta gıda olmak üzere temel tüketim mallarında fiyatların yüzde 50 arttığı, Türk lirasının yüzde 50 değer kaybettiği ve hızla yoksullaştığımız koşullarda, halkın yararına olacak tek şey, milyonlarca dolar değerindeki füze anlaşmalarını, F35 anlaşmalarını çöpe atmaktır.

Yapılması gereken şey bütçeden aslan payının emekçiye, yeni iş alanlarına, sağlığa, eğitime, doğanın ve hayvanların korunmasına ayrılmasıdır.

Yapılması gereken şey, savaş araçlarının yatırımlarına son vermektir.

İç politikada eşitliği, adaleti, özgürlükleri, halkların eşit koşullarda kardeşliğini tesis etmek, dış politikada ise tüm komşularla barış içinde bir arada yaşamanın olanaklarını zorlamaktır.

Antiemperyalist olmak, bu politikaları savunmaktan geçer, yoksa emperyalist Rusya’nın füzelerini satın almayı savunmaktan değil.

Şenol Karakaş

[email protected]

(Sosyalist İşçi) 

Bültene kayıt ol