Kapitalist toplumun parlamenter yolla değil toplumsal bir devrimle aşılacağını düşünenler için genel seçimler ne anlama gelir?
Burjuvaların demokrasisine emekçilerin katılımı sadece 5 dakika. Sandığa gidiyoruz, oy veriyoruz. Bazıları dökülüyor. Seçilenler ise dört yıl boyunca bildiğini okuyor. Onlartı denetleyecek ve geri çağıracak, gerçek temsiliyeti sağlayan hiçbir denetim mekanizması yok.
Meclis, “yüce” dense de, burjuva egemen sınıfın yönetim aygıtı olan devletin bir organı. İşlevi birden fazla sınıfı, kapitalistlerin çıkarları etrafında uzlaştırmak.
Amerika, Fransa ya da Türkiye, parlamenter rejim ile yönetilen ülkelerin hepsinde asıl devlet işleri kulislerde görülür. Devlet dairelerinde, bakanlıklarda, burjuvaziyle sayısız ilişki içindeki üst düzey yöneticiler tarafından. Meclisteki tartışmalar bu yüzden gevezeliktir. Buna rağmen, devrimciler, seçimlere en geniş emekçi kitlelerin politik bilincinin geliştirilmesi yolunda bir fırsat olarak bakar.
Binbir türlü vaatle ya da birilerinin sırtından vekillik kazanmak için değil işçi sınıfının görüşünü ve taleplerini savunmak için seçimlere katılırlar. Burjuva adaylara karşı işçi adayları destekleriz. İşçilerin oyu ile meclise giden sosyalistler, kürsüyü devleti ve kapitalizmin yarattığı tahribatı en geniş kitlelere teşhir etmek için kullanır.
Kapitalist topluma son verilebilmesi için devlet aygıtını yıkacak ve emekçilerin doğrudan kendi demokrasilerini kurmalarına yol açacak devrim gereklidir.
Bu yüzden seçim kampanyası yaparken en geniş emekçi kitlelere sandığı değil kendi mücadelelerinin belirleyici olduğunu anlatırız. Seçimlerde aldığımız tutum, sandık kapandıktan sonra oluşacak politik koşulların işçilerin ve ezilenlerin lehine olmasıdır.
“Sandıkta HDP, sokakta mücadele” diyoruz. Son 12 yılda Türkiye işçi sınıfının geniş kesimleri, muhafazakâr burjuvaların partisi AKP’ye oy vermektedir. Gezi direnişinden, yolsuzlukların açığa çıkmasından, Soma katliamından sonra işçilerin AKP’den manevi kopuşu başlamıştır. Fiili kopuş ise bir büyük yığın eylemiyle ya da politik bir alternatifle başlayacak.
7 Haziran gecesi ezilenleri temsil eden HDP’nin barajı aştığı, AKP’nin anayasayı değiştirecek bir çoğunluğa ulaşamadığı, laik burjuvaların temsilcileri CHP ve MHP’nin yerinde saydığı bir sonuç, son iki yılda bir çok mücadele ile ayağa kalktığını gösteren Türkiye işçi sınıfına iyi gelecek.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)