ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, bir panelde yaptığı konuşmada, içinden çıkmanın imkansız olduğu bir bilmece gibi konuştu.
Seçimlere ilişkin ÖDP tutumunu açıkladığı cümle gerçekten çok ilginç. Taş, “Seçimler için temennimiz CHP'nin oylarını arttırması, HDP'nin barajı aşmasıdır. Bu, AKP'yi geriletecektir. Bu anlamda biz oyları bölmemek için ÖDP olarak seçime girmeme kararı aldık. Ama seçimleri boykot etmeyeceğiz” dediği konuşmasından ne anlaşılmasını istiyor olabilir?
Seçimlere girmeyip boykot yapmamaksa, ölümlülerin anlayabileceği bir tutum değil.
Bu, bir yanıyla, oyları bölmeyeceğiz konuşması. Ama somut olarak oyları bölme politikası.
Bu, seçimlerde oyları bölmemek sadece ama sadece tek bir taktikle mümkün: HDP’ye oy çağrısı yaparak, aktif bir seçim kampanyasıyla HDP’nin seçim barajını yıkmasına yardımcı olmak.
Bunun dışındaki her öneri, eveleme geveleme yapmak anlamına gelir.
Söylemek istenen asıl şeyi söylemeden, politika yapmak bir alışkanlık hâline geldi solun bazı kesimlerinde.
Söylemek istedikleri şu: “Biz aslında CHP’yle ittifak yapmak zorundayız ama serde solculuk var, CHP de tam olarak sola açılmış bir parti sayılmaz. O yüzden boykot yapmayacağız, HDP’ye oy çağrısı da yapmayacağız, CHP’ye oy çağrısı da yapmayacağız, seçimlere de katılacağız ama sonunda CHP’ye oy vereceğiz!”
Son yılların en şaşaalı politik taktiği.
Fakat ne kadar anlaşılmaz görünürse görünsün, anlaşılan bir yanı var bu taktiğin: Oyları bölmeme kutsal yaklaşımıyla HDP’nin oylarını bölmeyi amaçlıyor. Bu, CHP’den kopamayanların taktiği. Bu, Mansur Yavaş’a bile oy verebilirken, Kürtlere oy vermek için sayısız kırmızı çizgi çizebilenlerin taktiği. Bu taktiğin, sol saflarda, demokrasi mücadelesi verenlerin saflarında işi yok!
Solculuk, bugün hamasi AKP karşıtlığıyla belirlenmiyor. Solcular ve demokratlar, politik mücadele taktiklerinden kopartılması mümkün olmayan seçim taktikleriyle belirlenecek. Ne yazık ki 7 Haziran’a kadar böyle bu bu!
Hırsızlara karşı mısınız? Sokakta mücadele, sandıkta HDP diyeceksiniz o vakit!
Darbecilere karşı mısınız? Sokakta mücadele, sandıkta HDP demek zorundasınız.
Irkçılara karşı mısınız, iş cinayetlerine karşı mısınız, kadın cinayetlerine karşı mısınız, Kürt halkının tüm haklarının iadesinden mi yanasınız, Ermenilerden özür dilenmesini mi istiyorsunuz, grev yasaklarına, İç Güvenlik paketine karşı mısınız, başkanlık değil demokrasi mi istiyorsunuz?
Öyleyse buyrun, “Sokakta mücadele, sandıkta HDP!” deyin bizimle beraber.
Kürt hareketini desteklemek için kırmızı çizgiler çekip koşullar koymayın.
Oyları bölmeyin.
Şenol Karakaş