Krizin faturasını patronlar ödesin!

16.10.2018 - 10:18
Faruk Sevim
Haberi paylaş

Hükümet ve sermaye sınıfı, krizin faturasını emekçilere ödettirmek için hemen çalışmaya başladı. İlk yapmak istedikleri emekçilere kemer sıktırmak. Berat Albayrak’ın açıkladığı ekonomik önlemler paketinde sosyal güvenlik harcamaları için ilk elde 2 milyar TL kısıntı öngörülüyor.

Yeni ekonomi paketi yeni vergilerin getirileceğini söylüyor. Vergi yükünün büyük kısmını üstlenen emekçiler, biraz daha vergi ödeyecek.

Bireysel emeklilik sistemi (BES) zorunlu hâle getiriliyor. Burada toplanan paralar, aynen işsizlik fonunda olduğu gibi kapitalistlere, bankalara sermaye olarak aktarılacak.

Kıdem tazminatları bir fonda toplanıp, kapitalistlere aktarılacak.

Kamuda esnek çalışma sistemine geçilecek. Düşük ücretle kuralsız çalışma esas hâle getirilecek. Performans sistemi kurulacak, çalışanlar birbirlerine düşman hâle getirilecek.

Kapitalistlerin ve onların hükümetinin bütün bu krizin faturasını emekçilere ödetme girişimlerine karşı, işçiler ve emekçiler olarak bir araya gelmeliyiz.

Hatırlayalım, Emek Platformu, krizin işçi sınıfını vurduğu 1999 yılında kuruldu ve çok da etkili oldu. 1999 Temmuz’unda Ankara’da düzenlediği Mezarda Emeklilik Yasası’nı protesto mitingine 200 bin işçi katıldı. Özelleştirmelere, işsizliğe ve yoksulluğa karşı sendikaların, işçilerin ortak eylemlerini organize etti. 2000 yılında DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinin IMF politikasının protesto edildiği 1 Aralık “Genel Uyarı” eylemine 1 milyon işçi ve emekçi katıldı.

Emek Platformu tarafından örgütlenen son ve en büyük eylem 14 Mart 2008 direnişi oldu. Telekom işçilerine destek için yapılan eyleme 2 milyon işçi katıldı.

2008’den sonra hem dünyada hem Türkiye’de işçi hareketinde geri çekilmeler yaşandı. Sendikalar grev yapamaz hâle geldi, yapılmak istenen grevler hükümetler tarafından yasaklandı. 2015’te yaşanan metal işçileri direnişi bu sessizliği bozan en güçlü işçi eylemidir.

Halen tek tek işyerlerinde işçi eylemleri ve direnişler devam ediyor. Ama işçi sınıfının krize karşı sesini daha kapsayıcı ve güçlü çıkarması gerekiyor. Bunun için sendikaların, işçi örgütlerinin acil olarak genel, kapsayıcı, tek sloganlı, birleşik bir kampanya organize etmesi lazım. Bu kampanya bütün işçileri kapsamalı ve kararlı olmalı. Tek tek direnişlerle dayanışma sağlamalı, tek sloganı “Krizin faturasını patronlar ödesin!” olmalı.

1 Mayıs 2019, bu kampanyanın zirve noktalarından birisi olarak örülmeli.

Faruk Sevim

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol