(Video) Irkçılığa geçit yok, hepimiz göçmeniz

20.03.2022 - 14:49
Haberi paylaş

Hepimiz Göçmeniz Platformu tarafından 21 Mart Dünya Irkçılık ve Ayrımcılıkla Mücadele günü dolayısıyla Kadıköy’de bir panel düzenlendi. Panele Suriyeli göçmen aktivistler Hilda Mahmut, Nejat Mürşit ve Saffan Mürşit katıldı. Panelde Suriyeli göçmenlerin yaşadığı güncel sorunlar, karşılaştıkları ırkçılıklar, Rusya’nın Ukrayna ve Suriye’de yaptığı katliamların sonuçları ve bu sorunların çözümüne yönelik öneriler konuşuldu.

Panelin moderatörlüğünü yapan Hepimiz Göçmeniz Platformundan Deniz Güngören açılış konuşmasında dünyada göçmenlik konusunun hiçbir zaman bitmediğini ve bitmeyeceğini söyledi. Şimdi de Ukrayna’dan milyonlarca insanın çok kısa bir zaman dilimi içinde göçmen olarak Avrupa’nın diğer ülkelerine göç ettiğini açıkladı. Avrupa’da Suriyeli göçmenlere karşı gösterilen ırkçı tepkileri hatırlatarak, göçmen olmanın insanların tercihi olmadığını, göçmenlere karşı ayrımcılık yapılmadan, onlarla dayanışmak gerektiğini söyledi.

Ukraynalı göçmenlere karşı şimdilik gösterilen hoşgörünün zamanla ırkçılığa dönüşebileceğini, göçmen düşmanlığı konusunda sürekli uyanık olmamız gerektiğini belirtti. Bütün göçmenlerin ve emekçilerin birliğini sağlamak temel görevimiz olmalıdır, dedi.

Kinda al Mahmoud konuşmasında şunlara değindi:

Arapça konuştuğum zaman; kimsin, nerelisin, ne zaman gideceksiniz gibi sürekli sorulara maruz kalıyorum. Hâlbuki göçmenleri koruyan uluslararası yasalar var, biz burada o yasalar çerçevesinde kalıyoruz, ama bu yasaları bizler yeterince kullanamıyoruz. Baskı grupları oluşturamıyoruz. Dublin sözleşmesine göre mülteciler Avrupa’da istediği yerde ikamet edebilir, çalışabilir, ama biz bu kurala uygun yaşayamıyoruz. Hâlbuki şimdi Ukraynalılar için bu madde işlemeye başladı. Afganlılar veya Suriyeliler söz konusu olduğunda pek çok kısıtlama ve yasaklama vardı ve bu yasaklar devam ediyor.

Elbette Ukraynalılar da çok mağdur durumdalar, inşallah başlarına gelen felaket bir an önce sona erer, ama bizler 10 yıldır bu sorunları yaşamamıza rağmen aynı uygulamayı, hoşgörüyü görmüyoruz.

Bizim nesil aslında kayıp bir nesil, bizden sonra gelen nesli, çocuklarımızı kurtarmamız gerekiyor. Şimdi okutulan kitaplara bakıyorum, çocuklara çok yanlış, ırkçı fikirler aşılanıyor. Bu eğitim sisteminde yetişen çocuklar sonra kolayca ırkçı oluyor. Bu eğitim sisteminin değişmesi, ırkçı fikirlerin ayıklanması gerekir. 

Mültecilerin tek isteği var, yaşamak. Birlikte yaşayabiliriz, bu ülkeyi daha güzel, medeni yapabiliriz. Bu konuda istekli isek, bunu yapabiliriz. Sizlerin de istekli olduğuna inanıyorum.

Safwan Mushli konuşmasında şunları söyledi:

Suriye Devrimci Sol Partisi adına hepinizi selamlarım. Üçüncü dünya savaşının eşiğindeyiz. 2. Dünya savaşında Nazizme ve faşizme karşı zafer kazanılmasından sonra devletler ırk ayrımcılığını kaldırmak için bir araya geldiler. İnsan Hakları beyannamesini yayınladılar. Ama bu kararlar liberal batının bir yalanı olmaktan ileri gidemedi. Dünyada hala barışın sağlanamadığı bir sistem var.

Eski sömürgeciler şimdi de ekonomik olarak diğer ülkeleri sömürüyor. Kuzeyin zenginleri yoksul güneyi sömürmeye devam ediyor. SSCB çöktükten sonra kapitalizm genişlemek için yeni bir fırsat buldu. Bir yandan da kapitalist sistemin krizleri devam etti. Üstüne iklim krizi çıktı. Vahşi kapitalizm hatalarını tekrarlıyor. Rusya’daki diktatörlük de kapitalizmin bir parçasıdır. Putin tarihsel ırkçılığına devam ediyor. Rusya Nazizmden beslenen fikirler ileri sürüyor. Putin Suriye’de halkı bombaladı, şimdi de Ukrayna’da bombalıyor. 

Mültecilerin korunma hakkını, halkların kendi kaderini tayin hakkını sürekli savunmalıyız. Ayrımcılığa karşı mücadele etmeliyiz. İşçi sınıfı olarak vahşi kapitalizme, diktatörlüğe karşı birlikte mücadeleye devam etmeliyiz.

Nejat Mürşit konuşmasında şunları söyledi:

Hepimiz mülteciyiz. Anavatanından güvenlik nedeniyle kaçan herkes mültecidir. Türkiye Suriye’den gelen mültecilere kucak açtı, onlara teşekkür ediyoruz. Suriye’de Esad rejimi bir diktatörlüktür, insanlar üzerinde baskı kurdu, insanlar itiraz edince onları bombaladı, öldürdü, insanlar kaçmak zorunda kaldı, mülteci oldu.

Şimdi de demokratik bir ülke olan Ukrayna’da insanlar mülteci oldu. Çünkü Suriye’de zalim Beşar Esad’ı destekleyen, şehirleri bombalayan, insanları öldüren Rusya, şimdi de Ukrayna’da bunu yapıyor.

Mülteci insanlar elbette pek çok sorunla karşı karşıyalar, düşük ücretle çalışırlar, sürekli tacize uğrarlar. Bize karşı yapılan ayrımcılıkların ortadan kaldırılmasını isterim.

Kapanışta Deniz Güngören savaşa karşı mücadele ile Irkçılığa karşı mücadelenin birbirinden ayrılamayacağını belirtti. Savaş nedeniyle üretilen pek çok ırkçı argüman var, nükleer füzeleri olan devletlere karşı hep birlikte mücadele edersek kazanabiliriz, dedi.

Bültene kayıt ol