Yakov Sverdlov, 1885 yılında Rusya’nın Nizhny Novgorod şehrinde Yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Sverdlov ailesi devrimci politikaya yakın bir aileydi, evleri dönemin sosyal demokrat politikasının merkezlerinden biriydi. Sverdlov, 16 yaşında devrimci politikaya dahil oldu. Yasaklı kitaplar okuduğu için okuldan atıldı. 1902 yılında Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ne katıldı ve parti içinde Bolşevikler-Menşevikler ayrışmasında Bolşevikleri destekledi. Ural Dağları’nda yaşadığı sırada 1905 devrimine katıldı. 1906 yılında tutuklandı, Yekaterinburg Hapishanesi’ne gönderildi. Hiçbir zaman üniversiteye gitmeyen Sverdlov, buradaki vaktini Marx, Engels, Kautsky, Lenin gibi yazarların eserlerini okuyarak geçirdi. Sverdlov, cezaevlerini işçi sınıfının hapishaneleri olarak adlandırıyordu. 1906 ile 1917 arasını Sverdlov ya cezaevinde ya da sürgünde geçirdi.
Ömrünün çoğu sürgünde veya cezaevinde geçmesine rağmen Sverdlov’un en temel özelliklerinden biri işçi sınıfı ve parti örgütleriyle kurduğu ilişkiydi. Sverdlov, aşağıdan sosyalizmi kişiliğinde sembolleştirmiş gibiydi. Lenin’in deyimiyle Sverdlov, “her şeyden önce bir örgütçü”ydü. Devrim yıllarında bu özelliği onun öne çıkan Bolşevik liderlerden biri olmasıyla kanıtlanacaktı. 1913 yılında henüz sürgündeyken gıyabında merkez komiteye dâhil edilen Sverdlov, 1917 Şubat Devrimi’ni duyar duymaz Petrograd’a döndü. 1917’nin Nisan ayında Lenin’in de sürgünden dönmesiyle beraber ilk defa Lenin’le tanıştı ve bundan sonra her zaman Lenin’in yakın çevresinde yer aldı. Bu dönemde ilk defa merkez komiteye girdi. Lenin, Sverdlov’un merkez komiteye seçilmesini tabanın bir eseri olarak görüyordu: “İlk başta onun Merkez Komiteye dahil edilmesine karşıydık… Kongrede taban bizi yanlışımızdan döndürdü, ve ne kadar haklı oldukları kanıtlandı.”
Sverdlov, 1917 yılında gerçek bir lider olarak sivrildi. Merkez komitesine seçildikten kısa bir süre sonra merkez komite genel sekreteri oldu. Şubat’ta geçici hükümetin kurulmasının ardından Bolşevikler arasında “bütün iktidar Sovyetlere” sloganını benimseyenlerle, geçici hükümeti desteklemeyi savunanlar arasında bir tartışma doğdu. Sverdlov, bu tartışmada geçici hükümetin bir işçi devrimi yoluyla devrilmesini savunanlar arasındaydı. Ekim Devrimi’ne karar verildiği merkez komite toplantısında oturum başkanlığını Sverdlov yapıyordu. Silahlı bir ayaklanmanın kabul edilmesinde ve devrimin planlanmasında temel bir rol üstlendi.
1917 Ekim Devrimi’nin ardından yeni kurulan işçi devletinin ilk devlet başkanı konumuna tekabül eden Tüm Rusya Sovyetleri Yürütme Kurulu Başkanlığı görevini ilk üstlenen kişi Yakov Sverdlov oldu. Bu tarihten kısa süre sonraki ölümüne kadar tamamen devrimin yaşaması ve daha geniş kitlelere yayılabilmesi için uğraştı. Yeni Sovyet devletinin ilk anayasasının yazılmasında yer aldı. Ekim Devrimi’nden kısa bir süre sonra iç savaş başladı, iç savaşın başladığını ve Bolşeviklerin tavrını duyuran kişi Yakov Sverdlov’dan başkası değildi.
Devrimin henüz yolunu bulmaya çalıştığı günlerde, dünya milyonlarca kişiyi öldüren İspanyol gribi salgınıyla mücadele etmekteydi. 14 Mart 1919’da bilincini yitiren Sverdlov, iki gün sonra henüz 33 yaşında bu hastalıktan hayatını kaybetti.
Can Irmak Özinanır
(Sosyalist İşçi)