Volkan Akyıldırım, 1929 yılında Almanya'da geçen siyasi polisiye dizisi Babylon Berlin'i Sosyalist İşçi gazetesi için tanıttı.
Babylon Berlin, kapitalizmin büyük bunalımının yılı 1929'da geçen bir siyasi polisiye. Volker Kutscher’in aynı adlı roman serisini temel alan dizi, 40 milyon euro bütçesi ile tüm zamanların en pahalı prodüksiyonu.
Almanya'nın en önemli oyuncularıyla birlikte yüzlerce kişinin rol aldığı dizide, 1929'un Berlin'i adeta yeniden yaratılmış.
1929'da Berlin'de yaşananları arka planına alan dizi, içiçe geçen birden fazla hikaye etrafında dönemin insan portrelerini tüm karmaşıklığı ile birlikte karşımıza çıkartıyor.
Büyük beğeni toplayan dizi, ifade ve eleştiri özgürlüğünün ayaklar altına alındığı günümüzde, Nazizm deneyimini yaşamış bir toplumun kendi geçmişine yönelik derin eleştirisiyle dikkat çekiyor.
Tarihsel arka plan için notlar
Olayların ortasına paldır küldür giren diziye başlayanların işini kolaylaştırmak için, 1920'lerin sonunda Almanya'da gelinen yeri hazırlayan olayları (elbette spoiler içermeden) özetledik:
-Birinci Dünya Savaşı'nın aleyhine sonuçlandığı Almanya büyük bir yıkım ve bunalımı yaşamaktayken, 1918-1919'da gerçekleşen işçi devrimi, erken bir ayaklanmayla çoğunluğu kazanamadığı için sosyal demokrat hükümet tarafından bastırılmıştır. Hareketin liderleri Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht ayaklanma sırasında polisler tarafından katledilmiştir. İkinci devrim fırsatı 1923'te yakalanmış fakat bu da Moskova'nın direktifleri ve parti liderliğinin öngörüsüzlüğüyle harcanmıştır.
-Daha sonra katil Hitler'e hükümet başkanlığını sunacak olan Mareşal Hinderburg, "tarafsız" sıfatıyla Almanya'nın cumhurbaşkanıdır ve kararnameleri sağın güçlenmesine hizmet etmektedir. Bu sağ içinde örgütlenen Naziler 1920'lerin sonunda önemsiz bir grup olmaktan çıkıp, krize kendi çözümlerini dayatan tekeller tarafından desteklenir hale gelerek iktidar yürüyüşlerini başlatmıştır.
-1929 yılında Rusya'da yaşanan karşı-devrim, Almanya'yı da derinden etkilemektedir. Rus devriminin liderlerinden Troçki, Büyükada'da sürgündedir. Sol Muhalefet yasaklanmış ve bir çok Bolşevik toplama kamplarına yollanmıştır. Grevlerin ve devletten bağımsız işçi örgütlenmelerinin yasaklandığı, hızlı bir sermaye birikimini ve yaklaşmakta olan İkinci Dünya Savaşı'na militarist hazırlığı temel alan stalinist bürokrasi nihai zaferini ilan etmiştir.
-1917 Ekim Devrimi'nin etkisiyle büyüyen komünist partileri, devrimin prestijini elinde tutan Stalin'i takip etmekte ve Rusya'nın yeni hakim sınıfı bürokrasinin ideolojisini kabul etmektedir. Almanya Komünist Partisi, bunlar arasında en güçlü ve önemli partidir, Naziler ve aşırı sağ dışındaki tek muhalefet odağıdır. Rusya'da bir karşı-devrim yaşandığı konusunda dünya işçi sınıfını uyaran troçkistlerin sayısı ise ancak yüzlerle ifade edilebilir ve Alman komünist hareketi içinde taraftar bulamamaktadır.
-Nazilerin 1929-1933 arasındaki iktidar yürüyüşleri önlenebilirdi. Sosyal-demokrat ve komünist işçilerin sayısı, Nazilerden çok daha fazladır ve onlar da silahlı örgütlenmelere sahipti. Buna rağmen katil Hitler'e karşı birleşmesi gereken iki taraf, birbirini baş düşman ilan etti. Stalinizm Alman işçi sınıfını Naziler karşısında silahsız bırakırken, Hitler iktidarı kolayca ele aldı. 1929-1933 yıllarında sürgündeki Bolşevik lider Troçki, Alman işçi sınıfını 'birleşik cephe' konuşmasında defalarca uyarıyordu. Fakat Moskova tarafından 'hain, karşı-devrimci bir Yahudi' olarak ilan edildiği için uyarıları dinlenmedi. Bu tarihi arka plana sahip Babylon Berlin, Troçki'nin Alman işçi sınıfını birleşik işçi cephesi kurmaya çağırdığı 1929’da geçiyor.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)