Rus yönetmen Andrey Konchalovskiy’nin geçen sene gösterime giren Dear Comrades (Sevgili Yoldaşlar) isimli filmi, 1962’de SSCB’deki bir küçük şehirde, lokomotif fabrikası işçilerinin greviyle başlıyor.
Ana karakter Lyuda (Yuliya Vysotskaya), büyük bir elektrikli lokomotif endüstrisine sahip olan Novocherkassk’ta yaşayan kırklı yaşlarında bir memurdur. Şehri yöneten Komünist Parti komitesinin üyesi ve katı bir Stalinist olan Lyuda, Stalin döneminin baskı politikalarını açıkça savunur.
Babası, 1917 Ekim Devrimi’nin ardından patlak veren iç savaşta Sovyet iktidarına karşı savaşmış Kazak milliyetçisi eski bir askerdir. Kızı ise lokomotif fabrikasında çalışan genç bir işçidir. Lyuda’nın evli bir KGB müfettişi olan Loginov (Vladislav Komarov) ile ilişkisi vardır.
Düşük ücret zamlarının ardından gıda fiyatlarının aşırı zamlanması işçileri öfkelendirdiğinde, şehirde kefir ve süt kıtlığı baş gösterince işçiler, Lenin resimleri ve kızıl bayraklarla greve çıkar.
“Sevgili Yoldaşlar”, Stalin’in ardından Kruşçev’in yönettiği SSCB’nin politik atmosferini ele alıyor.
Kruşçev, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin (SBKP) 1956 yılında toplanan 20. Kongresi’ndeki kapalı oturumda Stalin’in acımasız politikalarını kısmen eleştirmiş ve o günlerin geride kaldığını söylemişti.
Film, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından hem insani kayıplar hem de ekonomik yıkımla boğuşan SSCB’de ekonomik rekabeti canlandırmak, verimliliği artırmak ve rejimle halk arasında zayıflayan bağları güçlendirmek için Kruşçev’in yaptığı açılımdan 6 yıl sonraki durumu anlatıyor.
Artık ‘baskı ve acımasızlık yok’ diyen Moskova’da işler değişmemiştir. Askeri birliklere grevci işçilere saldırı emri verilir ve acımasız bir katliam yaparlar.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından yapılan resmi soruşturmaya göre, askerlerin kalabalığa ateş açması sonucu 26 kişi öldü, cesetleri hızla, gizlice gömüldü; çok daha fazlası tutuklandı ve uzun hapis cezalarına çarptırıldı.
Gerçek bir olayı konu alan Sevgili Yoldaşlar filmi, ekonomik kriz, grev ve katliam etrafında karakterlerin yaşadıklarını, hissetiklerini, çelişkilerini bazen skeç bazense trajedi olarak gösteriyor.
Siyah-beyaz bir film olan Sevgili Yoldaşlar hakkında iki not ekleyelim:
- Film, Rusya devlet desteğiyle çekilmiştir ve yönetmeni Putinist olarak bilinmektedir. Putin döneminde çekilen politik filmlerde yozlaşma, bürokrasi, sosyal sorunlar işlenirken genellikle sorun kötü yöneticilere ve umursamaz vatandaşlara bağlanır. Bu filmdeyse özellikle Kruşçev ve Stalin, fakat Lenin ve Bolşevikler de suçlanıyor. Bazı eleştirmenlerin yazdığı gibi otoriterizm kötü ve baskıcı yöneticilerden çok daha fazlasıdır. Putin’in otoriter iktidarı gibi…
- Filmin arka planında yürüyen siyasi tartışmalar ile ilgili olarak Tony Cliff’in Rusya’da Devlet Kapitalizmi adlı kitabını okumanızı öneririz. Rusya’da 1917’de sosyalist devrimle kurulan işçi iktidarı ambargo, kuşatma ve savaş ile karşı karşıya kaldıktan sonra, önce yozlaşmış ve 1920’lerin sonlarında Stalinist bir karşı devrimle nihai olarak yenilmiştir. Stalin, Kruşçev ve ardından gelen diğer SSCB liderleri arasında niteliksel bir fark yoktur. Her biri diğerinin devamcısıdır ve politikalarını ülkeyi demir yumrukla yöneten bürokrasinin o zamanki çıkarları, dünyanın geri kalanıyla ekonomik rekabet ve sınıf mücadelesinin bastırılması üzerine belirlediler. Putin de eski bir Komünist Parti üyesi, devlet bürokratıydı.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)