İşçi sınıfının uluslararası mücadelesinde iz bırakan isimlerin kısa yaşam öyküleri.
John Lennon, 9 Ekim 1940’ta İngiltere’nin Liverpool kentinde dünyaya geldi. Birer işçi olan anne ve babası Lennon iki yaşındayken boşandı. Babasını 20 yıl boyunca yalnızca iki kez gördü. 1956’da 15 yaşında lise öğrencisiyken, annesi ona ilk gitarını hediye etti. Bu sırada Paul McCartney’le tanıştı. Şubat 1958’de Paul McCartney, George Harrison’ı Lennon’a tanıttı. Daha sonra Stu Sutcliffe basçı olarak gruba katıldı ve grubun adının ‘The Silver Beatles’ olmasını önerdi.
Temmuz 1960’ta grubun The Silver Beatles olan adı, The Beatles adına çevrildi. Bir yıl sonra da Ringo Starr gruba katıldı. Grubun ilk 45’liği olan ‘Love Me Do’ Ekim 1962’de piyasaya çıktı.
The Beatles ile dünya çapında başarı kazandılar, bazı eleştirmenler tarafından dünyanın gelmiş geçmiş en iyi grubu olarak nitelendirildiler. Kazandıkları ödülleri kendileri bile sayamıyordu. The Beatles’ın bu yükseliş yıllarında, 1966’da John Lennon “biz İsa’dan daha popüleriz” dedi. Bu sözleri ırkçılar ve sağcılar tarafından büyük bir nefretle karşılandı. Ku Klux Klan Beatles’ın plaklarını yaktı. Ancak bu protestolar genel olarak rock müziğin kendisine de yöneliyordu. Rock o dönemde otoriteye baş kaldırıyor, savaşı ve savaşmayı reddediyor, geleneksel ahlaki değerleri de yerle bir ediyordu.
John Lennon da 1966’dan sonra hızla radikalleşmeye başladı. Artık dünyayla daha fazla ilgileniyor, dünyayı tanıdıkça, dünya onu değiştirmeye başlıyordu. 1966’nın sonunda Lennon, Japon sanatçı Yoko Ono ile tanıştı. Her ne kadar Yoko Ono’nun Beatles grubunun parçalanmasında rolü olduğu iddia edilse de Lennon’un sola kaymasına katkıda bulundu.
Lennon ve Yoko Ono İngiltere’de Troçkist hareketin üyeleriyle tanıştılar. Bunun sonucunda Lennon’un Revolution yani Devrim adlı şarkısı ortaya çıktı.
Revolution’dan sonra Lennon ve Yoko Ono, politik mesajlarının yayılması için Lennon’un konumunu giderek daha çok kullanmaya çalıştılar. Bu arada “Barışa Bir Şans Tanıyın” çıktı. Kısa zamanda bu şarkı savaş karşıtı gösterilerde yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Tam 500 bin kişi, Vietnam savaşına karşı bu şarkıyı söylerken Lennon’a eşlik etti.
1970 yılında The Beatles içindeki gerilimler tırmanmaya başladı ve grup 1970 yılında dağıldı. Solo çalışmalarına başladıktan sonra Lennon hızla radikalleşmeye devam etti. Şarkıları artık neredeyse tümüyle politik içerikliydi. 1972’de çıkardığı albümünde Attica State şarkısı1971 hapishane ayaklanmasını, Sunday Bloody Sunday ise Kuzey İrlanda’daki katliamı anlatıyordu.
1971 yılında Lennon-Ono çifti, daha önce girmesine izin verilmediği Amerika’ya yeşil kart almak suretiyle yerleşmeyi başardı. ABD’ye taşınmalarından sonra oradaki radikallerle birlikte olmaya, tartışmaya başladılar. 1971’de ırkçılık karşıtı Beyaz Panterler hareketinin hapse atılan lideri John Sinclair için bir şarkı yaptılar ve onun için konserlere katıldılar.
Bu konserin ardından Nixon’un seçim kampanyasına muhalefet eden bir konser turuna çıkma hazırlığı yaptılar. Ancak Nixon boş durmayarak, Lennon için bir cadı avı başlattı. FBI’ın Lennon ve Ono’yu sınır dışı etme kampanyası bir ölçüde yıldırıcı oldu ve Lennon’un politik faaliyetleri gerilemeye başladı.
8 Aralık 1980 tarihinde, kariyerinde yeni bir döneme girmek üzereyken Mark David Chapman adında, Beatles hayranı olduğu iddia edilen bir kişi tarafından vuruldu. Aradan geçen 30 yıldan sonra ise Lennon’un şarkıları başka bir dünya mümkün diyenlerin sesi olmaya devam ediyor.
Atilla Dirim
(Sosyalist işçi)