Kadın düşmanı politikaların baş sorumlusu AKP, katilleri cesaretlendiren açıklamalardan vazgeçmek yerine sorunu çözmek için "ahlak", "namus" ve "aile" kavramlarını kullanmaya devam ediyor.
Kadın cinayetlerine karşı "mahallenin namusuna sahip çıkması" mekanizmasının kurulması önerisiyle dikkat çeken TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu üyesi AKP’li İsmet Uçma, kadına yönelik şiddeti, taciz ve tecavüzleri de yerli dizilere bağladı. Uçma, çözüm olarak bu kez de "ailenin güçlendirilmesini" önerdi.
"Böyle dizi yaparsanız biz de tecavüz ederiz" diyor
Hürriyet’ten Umut Erdem’in haberine göre, Uçma, komisyon toplantısında “Diziler yapacaksınız. Oralarda yenge dayı ilişkilerinde hiçbir sınır gözetmeyeceksiniz. Hiçbir sınırlama tanımayacaksınız. Sonra tecavüzler artıyor diyeceksiniz. E ne bekliyorsunuz? Rüzgar eken fırtına biçer. Bunda hiç kuşkunuz olmasın” yorumunu yaptı.
Zihnini çatlatıp "filozofi" üretti: Çevreyi ıslah edelim, pavyona gitmeyin, aileyi güçlendirelim...
Uçma, kadına şiddetin çözülmesindeki ‘öz’ün ne olduğunu da açıkladı:
“Özü şu, mevcut ne feminyen anlayışlarla, ne kalıp yargılardaki dine dayandırılan anlayışlarla ne kadını emtia hâle getiren modern paradigmalarla bu sorunun çözülme imkanı yoktur. Zihnimizi çatlatırcasına filozofi üretmemiz gereken alan, hangi yöntemlerle bu sorunun üstesinden gelinebilir konusunu masaya yatırmaktır. Ana eksen şu; bireyi yetiştirmek için çevreyi ıslah edeceksiniz.”
Konuşması boyunca ‘bir daldan başka dala atlayan’ Uçma, ‘sıkıntı’ olarak tanımladığı bir örnek de verdi. Uçma, “Sıkıntımız şu. Hem insanının güvenliğini sağlayacaksınız, hem özgürlüklerini temin edeceksiniz, bu iki husus zaman zaman hayata geçirilemeyen husustur. Yani kimse şunu diyemez. Ben bir yerde oturuyorum, gece saat 4.00’de pavyondan birisiyle gelirim, bir olay olursa güvenlik kuvvetleri bunu çözmelidir. İyi de kardeşim, senin saat 4.00’de pavyondan birisiyle evine gelmen, senin arzu ettiğin bir özgürlük, eyvallah kullan bunu” diye konuştu.
“Aileyi güçlendirmediğiniz sürece, bu toplumun değer yargılarına uygun insanları eğitim yoluyla yetiştirmediğiniz sürece, bu sorunları çözme imkanlarından mahrum olduğumuz anlaşılıyor” diyen Uçma, diğer önerilerini ise şöyle sıraladı:
“İnsanı eğilimlerine, temayüllerine, psikolojilerine, karakterlerine, cibiliyetlerine göre eğitime tabi tutmak gerekmektedir. Bunu geçmişte doğru çalışan STK’lar yapıyor. Ahilik bunun örneğidir, kimi tarikatlar bunun bir örneğidir. Fecaat eğiliminde olanları bir eğitime tabi tutar, onları biraraya getirir. Esnaf teşkilatlarında acar davrananları ayrı bir örgütlenmenin içine tabi tutarlardı. Bu toplum içinde bu tür gizlenmiş eğilimler olsa bile o insanları, o çevreyi o toplumu aşarak suç işlenemezdi.”