Kadınların ölmemek için öldürmek zorunda kaldıkları bir dünyada yaşıyoruz. Sadece Türkiye’de değil dünyanın hemen her köşesinde kadınlara karşı ayrımcılık ve şiddet uygulanıyor.
Dünyada her 3 kadından 1'i hayatının bir döneminde şiddete maruz kalıyor. Her 5 kadından 1'i hayatının bir döneminde taciz veya tecavüz girişimi kurbanı oluyor. Türkiye’de ise bu oranlar %97’ye ulaşmış durumda. Kadınlar her yerde, yaşamlarını cehenneme çeviren cinsiyetçiliğin sonuçlarına karşı mücadele ediyorlar. Fransa’da Jacqueline Sauvage adlı bir kadın kendisine ve çocuklarına 47 yıldır şiddet uygulayan kocasını öldürdü. Jacqueline Sauvage’nın davası tıpkı Çilem Doğan ve Nevin Yıldırım davası gibi büyük yankı uyandırdı. Fransa’da mahkeme tarafından 10 yıl hapis cezasına çarptırılan 69 yaşındaki kadının serbest bırakılması için kampanya yapıldı ve Sauvage, Cumhurbaşkanı Hollande'ın affıyla salıverildi.
Kadın cinayetleri devam ediyor saldırılar da
Türkiye’de 2016 yılı kadınlara yönelik şiddetin hız kesmediği, kadınların haklarına yönelik pek çok saldırının yaşandığı bir yıl oldu. Savaş ve OHAL koşullarının yarattığı milliyetçi ve şiddet ikliminden en çok payı kadınlar aldı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız platformu verilerine göre 2016 yılında 265 kadın öldürüldü. Kadınlar, hemen her gün siyasetçilerin hedef tahtasına oturtuldu. Hemen her türlü mekânda cinsel saldırıya uğradı. Kentin merkez caddelerinde tecavüze, şehirlerarası yolculuklarda tacize, parklarda, yolcu otobüslerinde tekmeli saldırılara maruz kaldılar. Markette yürüyüş şekli nedeniyle darp edildiler. Failler pervasız bir biçimde cezasız bırakıldılar. İstismarcılar siyasetçiler tarafından korundu. İstismar yasaları çıkarılmak istendi. Tüm bu saldırılar ve aşağılamalar kadınları öfkelendirmekten başka bir işe yaramadı. Her türlü baskıya ve tacize rağmen kadınlar işyerlerinde, sokaklarda meydanlarda mücadelenin ön safında yer aldılar. Polis engeline rağmen 8 Mart’ı sokaklarda kutladılar. İstismar yasasını geri çektirdiler.
Cinsiyetçilik mücadeleyle geriletilebilir
Kadınlar eğitim hakkına ulaşmak, çalışmak, istediğinde boşanmak ya da ayrılmak, istemedikleri şeyleri yapmaya zorlanmamak, kendi hayatları hakkında karar vermek istiyor. Tüm bu haklara kavuşmak için de mücadele ediyorlar. Kapitalist sistemin sürekliliğini sağlayan cinsiyetçi fikirler kadınların can kaybına neden oluyor.
(Sosyalist İşçi)