Sokaklar bizim: Binlerce kadın Taksim'deydi

09.03.2016 - 10:15
Haberi paylaş

8 Mart'ta dün akşam İstanbul'da İstiklal Caddesi'nde devasa bir gösteri düzenlendi. Gece yürüyüşünde öne çıkan vurgulardan biri ise devlet ablukasına alınan Kürt kentleriyle dayanışma ve barış çağrısıydı.

Kadınlar, geleneksel 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’nü gerçekleştirdi.

Yürüyüşün 14’üncü buluşması saat 19.00’da Fransız Kültür Merkezi önünden başladı. Binlerce kadının katılımıyla gerçekleşen yürüyüş Tünel Meydanı’nda Türkçe ve Kürtçe yapılan basın açıklamasıyla son buldu.

Açıklamada, savaş ortamına dikkat çekildi ve silahların susması çağrısı yapıldı.

Türkçe açıklamayı okuyan Tuğçe Canpolat, kadınlar olarak evde, işte, okulda, sokakta hayatlarını ve haklarını savunmaya devam ettiklerini, aileye erkek patronlara ve erkek devlet şiddetine karşı mücadelelerini ve dayanışmalarını büyüttüklerini söyledi.

Canpolat, savaş ortamında nefret ve kutuplaşmanın arttığına dikkati çekerek, silahların acilen susmasını ifade ettiklerini hatırlattı ve “Feministler olarak toplumsal barıştan yanayız” dedi.

"Hayatlarımızı ve özgürlüğümüzü savunuyoruz"

Yapılan açıklama şöyleydi:

Bir yandan bölgede ve Türkiye’de savaş ve çatışmalar yoğunlaşırken, diğer yandan hükümetin kadınları ‘fedakar’ olmaya yani ‘aile’ hayatına sıkışmaya zorlayan söylem, telkin ve sosyal politikaları, işte ve evde emek sömürüsü, şiddet ve taciz ‘annelik, heteroseksüellik, müslümanlık ve Türklük’ üzerinden tek tip bir hayat dayatması, azalmayan kadın cinayetleri ve translara yönelik nefret cinayetleri, kadınların ve transların yaşam ve özgürlük alanlarını daraltmaya devam etti.

Geçen 8 Mart’tan bu yana ülkenin ve bölgenin sürüklendiği savaş ortamında, artan nefret ve kutuplaşmaya karşı biz feministler yaşamdan yana olduğumuzu belirtiyor, silahların susmasının aciliyetini bir kez daha vurguluyoruz.

Öldürülen kadınların bedenlerini teşhir etmenin zafer addedildiği, abluka altına alınan evlerde kadınların iç çamaşırlarının sergilendiği bir yerde, savaşın erkek egemenliğinden beslendiği ve onu daha da güçlendirdiği çok açık.

Kadınları aileye hapsetmeyi amaçlayan, kadın erkek eşitliğini gölgeleyen, erkek şiddetini önlemek yerine şiddet evlerden dışarı taşmasın, gözden ırak olsun diye uğraştığınız tüm aile politikalarının farkındayız. Kadın emeğini iş yerinde görünmez kılanlara inat emeğimize sahip çıkıyoruz. Erkek şiddeti karşısında görevlerini yerine getirmeyen yargı, kolluk kuvveti ve diğer devlet birimlerini şiddeti izlemeyip müdahale etmeleri için harekete geçmeye zorluyoruz.

Alanları, meydanları, sokakları dolduruyor, bizleri ayrı düşürmeye çalışan erkek egemen sisteme karşı hayatlarımızı, özgürlüğümüzü savunuyor, feminist mücadelede buluşuyoruz.

Yaşasın 8 Mart!

Yaşasın feminist mücadelemiz!

Bültene kayıt ol