Sağcılığın hayali ailesi

12.01.2023 - 09:11
Haberi paylaş

Türkiye’de iktidar “Aileyi güvence” altına almak için bir yasal değişiklik peşindeyken, İngiltere’de ve dünyanın birçok ülkesinde de yönetenler kadınların ve LGBTİ+’ların özgürlüklerine karşı harekete geçiyor. ABD’de kürtaj hakkını yasaklayan eyaletlere İngiltere’de yeni başbakan Sunak’ın cinsiyetin toplumsal değil biyolojik cinsiyet anlamına geldiğini netleştirmek üzere Eşitlik Yasası’nı gözden geçirmeyi” planlaması ekleniyor. 

Sunak’a kötü haber ise İngiltere ve Galler’den geldi. Nüfus sayımında ilk kez LGBTİ+’ların verileri kabul edildi. 1.3 milyondan fazla insan kendisini lezbiyen, gey veya biseksüel olarak tanımladı.

“Aileyi koruma” maskesiyle yapılan bu saldırı gerçekten de küresel bir saldırı. İtalya, İsveç, Fransa, ABD, Macaristan, Türkiye gibi aşırı sağın öne çıktığı her yerde LGBTİ+ haklarına yönelik saldırılar ailenin korunması lafzının arkasına saklanıyor.

Aşırı sağın asli hedefi göçmenler elbette ama LGBTİ+’lar da uzun bir süredir bu saldırıların hedefinde. 

Tıpkı kadınların özgürlük mücadelesi gibi LGBTİ+’ların da özgürlük mücadelesi kapitalizme karşı büyük bir meydan okumanın parçası olarak ele alınmalı.

Ne aile ne de cinsel yönelimlere karşı tırmandırılan baskı daima var olan olgulardır. Kadınların ve LGBTİ+’ların üzerindeki baskının yükselişiyle kapitalist çekirdek aile kurumunun sistem içinde oynadığı rolün sürekliliğinin sağlanması arasında doğrudan bir bağlantı var. Kapitalizm değiştikçe ailenin biçimi de değişikliğe uğruyor ama bir özelliği sabit kalıyor: Kadınların ve LGBTİ+’lara yönelik baskının sistem içinde kök salmasının aracı olma özelliği, aynı zamanda kapitalizme topyekun meydan okuyacak bir stratejiye tüm mücadelelerin ihtiyacı olduğunu da gösteriyor. Sadece otoriter sağcı iktidarlardan kurtulmak istemiyoruz, kapitalizmden kurtulmak istiyoruz.

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol