Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde Petrol-İş’in örgütlü olduğu EATON POLİMER fabrikasında başlayan grev kararlılıkla sürüyor. Patronun ilk altı ay sıfır, ikinci altı ay ise brüt olmak üzere seyyanen 205 lira ve üç yıllık sözleşme dayatması üzerine greve çıkan iki bin işçi, grevi kırma girişimlerini boşa çıkarıyor.
Evrensel'in haberi şöyle:
Grevin başladığı gün fabrikanın üç kapısında kurulan grev çadırlarında gece gündüz demeden yüzlerce işçi bekliyor. Davul, zurna ve klarnetin eksik olmadığı fabrika önü bayram yerini aratmıyor.
Gruplar hâlinde kurulan irili ufaklı çadırlar ve ağaç altlarında toplanan işçiler, sürekli grevi nasıl kazanacaklarını tartışıyor. İlk defa greve çıkan işçiler, metal işçilerinin Bursa’dan başlattığı direnişi de yakından takip ediyor. Fabrikanın hemen yanı başında bulunan Deva İlaç’ta yaşananlar, Polimer işçileri için yol gösterici. Deva İlaç’ta patron, sendikadan istifa karşılığı işçi ücretlerine zam yaptı. İşçiler bu oyuna gelerek sendikadan istifa etti. Ama zaman içinde patron verdiklerini geri alıp bugün işçileri daha kötü koşullarda ve daha ucuza çalıştırıyor. Polimer yönetimi de işçilere mesajı göndererek sendikayla karşı karşıya getirmek istemiş. Bir işçi patronun bu oyununa gelmeyeceklerini dile getiriyor. İşçi, kararlılıklarını “Biz bu oyuna gelmeyeceğiz. Biz patronun vereceği 1000 lirayı değil sendikanın alacağı 500 lirayı tercih ediyoruz” diye açıklıyor.
İşe girerken başka, ücrete gelince başka
Grevlerine sahip çıktıklarını belirten başka bir işçi ise, patronun işçiye, grev dışında seçenek bırakmladığını söylüyor. “İşe girerken yöneticiler; ‘EATON bir numara, dünya şirketi’ diyor ama ücrete gelince Afrika şirketi gibi davranıyor. 1000 dolayında işçi asgari ücretle çalışıyor. Ben 8 senelik işçi olmama rağmen 1061 lira ücret alıyorum” diyen işçi, kazanana kadar grevi bitirmeyeceklerini vurguluyor.
Önce hasta ediyor, rapor alınca işten atıyor
Dünya Şirketi olan EATON’un, 2011 yılında fabrikayı satın aldıktan sonra ‘Etik kuralları’ yayımladığını anlatan başka bir işçi, fabrikadaki çalışma koşullarını şöyle anlatıyor: “Sonra gerçekler ortaya çıkmaya başladı. Kimyasal ham maddelerle çalışıyoruz. Bu yüzden kanser ve akciğer rahatsızlığı çeken birçok arkadaşımız var. Çalışma koşulları çok ağır olduğundan bel ve boyun fıtığı olmayan arkadaşımız neredeyse yok. Doktora gidip rapor alan işçi evine gidilip kontrol ediliyor. Bel fıtığından dolayı rapor alan bir arkadaşımızın evine giden yetkililer arkadaşı evde bulamayınca tazminatsız işten attılar.”