Gaziemir İzmir Serbest Bölge'de faaliyette olan iki ortaklı SF deri fabrikasında çalışan 14 işçi, yasal ve anayasal hakları olan, ayrıca Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası ILO yasalarında doğan haklarını kullanarak sendikaya üye oldukları için bundan tam 85 gün önce, performans düşüklüğü gerekçe gösterilerek işten çıkarıldılar. DSİP İzmir İl Örgütü, fabrika önünde direnişte olan işçileri ziyaret etti.
DERİTEKS İzmir Şube Başkanı Makum Alagöz, aynı patrona ait ve 200 işçinin çalıştığı SF tekstil fabrikasında da örgütleme çalışması yaptıklarını, ayrıca Gaziemir İzmir Serbest Bölgesi'nde sadece metal işkolunda işçilerin sendikalı olduğunu, diğer sektörlerde 40 bin sendikasız işçi olduğu belirtti.
Alagöz ve direnişteki işçiler, işçilerin sabah 07:45’te işbaşı yaptığını ve 21:45’e kadar zorunlu mesaiye bırakıldıklarını ve mesailerde iki dilim kek ve arada bir poğaça verildiğini, işbaşı yapmadan ve öğle yemekten sonra 4’er dakika zorunlu spor yaptırıldığını, dini inançları gereği başörtüsü takan kadın işçilere başörtüsü takmamaları için baskı yapıldığını, işyerinde mobbing uygulandığını, bazen sabahlara kadar mesaiye kalmalarına rağmen mesailerinin 4 saat üzerinde ödendiğini, maaşların asgari ücret artı prim olarak ödendiğini, bazı işçilere 5-10 TL bazı işçilere 200 TL. ödendiğini, böylelikle işçilerin birbirleriyle yarıştırıldığını ve bu koşullarda çalışmak istemeyen işçilerin (90 işçi) sendikalaşmaya başladıkları belirttiler.
Bunun üzerine işten atmaların başladığını, işveren vekili Aylin Gözay ve müdür yardımcılarının işçiler üzerinde baskı kurduğunu, işçilerin sendikadan istifa etmeleri için zorlandığını, Üretim Müdürü Mustafa Taşdemir'in işçilerin e-devlet şifrelerini alarak sendikada istifaları bizzat kendisinin yaptığını, bazı işçilerin rızası dışında şifresinin değiştirildiğini ya da geri verilmediğini ve bununla ilgili ellerinde tutulmuş tutanakların mevcut olduğunu belirttiler.
Alagöz, SF deri fabrikasının Uluslararası, MulberryLancel, Je Porte Mon Bebe, Haremligue, Michael Corse gibi firmalara kadın ve erkek çantası, cüzdan gibi ürünler ürettiğini ve Mulberry firmasının kendi fabrikalarında ya da fason olarak iş verdiği fabrikalarda, sendikalı ve toplu sözleşmeli çalışmak isteyen işçilerin bu haklarının tanınacağı, bu hakkı tanımayan firmalarla iş yapmayacağını çalışma ilkesi olarak dünyaya deklere ettiğini belirtti. Hâl böyle olunca kendilerinin de hem emekçilerin mücadelesi sonucu kazanılmış ve yasal olan sendikalaşma haklarının hukuksuz biçimde gasbedilişini kamuoyuna duyurmak ve hem de Mulberry’e bu ilkesini hatırlatmak için yan tarafta görülen pankartı yaptıklarını ve bulundukları serbest bölge girişindeki yerde bunu açtıklarını belirtti.
Bunun üzerine işveren avukatı, müvekkilleri ve işçiler arasında bir haksız rekabet oluştuğunu, müvekkillerinin bu pankarttan dolayı zarar gördüğü gerekçesiyle İzmr Ticaret Mahkemesi'ne ihtiyati tedbir kararı aldırmak için başvurdu ve mahkeme o yönde karar verdi. Ayrıca kararın filli olarak uygulanması, yani işçilerin pankart açmaması için orada kolluk kuvvetlerin hazır bulunmasına hükmedildi ve bu karar aynen uygulanıyor. Bunun yanında söz konusu pankartın internet ortamı dahil herhangi bir basın yayın organında ya da herhangi bir yerde ne vesileyle olursa olsun açılması yasaklanmış durumda.
Alagöz, yaptığı açıklamada bu kararın, egemen sınıfın kendi haklarını korumak için mevcut yasaları nasıl bertaraf ettiğini, kendilerinin herhangi bir mal, hizmet üretmemesine ya da ticari bir faaliyet yürütmemesine ve söz konusu mahkeme aslında iş ve çalışma hayatıyla ilgili yetkili mahkeme olmamasına rağmen böyle bir yaptırıma muhatap olduklarını; bu kararın iptali için gerekli yasal işlemleri başlattıklarını belirtti. Ayrıca söz konusu kararın sadece direnen 14 SF işçisini bağlamadığını, işçi sınıfının bütün hak mücadelelerinin önünde engel ve emsal teşkil edeceği için herkesin sorunu olduğunu ve dolayısıyla bu konuda ilgili tüm tarafların duyarlı olmasını beklediklerini belirtti.
Eylemdeki işçiler, bu mücadeleyi kazanmak için sonuna kadar direnmeye kararlı olduklarını, mücadele azimlerinin ve morallerinin çok yüksek olduğunu, nerdeyse üç aydır bu karalığı gösterdiklerini ve doğrultuda başta sendikalar olmak üzere, tüm ilgili, duyarlı kamuoyunun desteğini beklediklerini belirttiler.