Mesleki eğitim değil çocuk emeği sömürüsü

20.03.2024 - 12:12
Haberi paylaş

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2016 yılında proje olarak başlattığı, 2020 yılında ise öğrenci sayısını 910 bine kadar çıkarmakla övündüğü Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM), patronlara ucuz iş gücü sağlayan ve çocuk emeğinin sömürüsünü meşrulaştıran yapılar haline geldi. 

Haftada 1 gün teorik eğitim için okulda, 4 gün ise MEB’in çıraklık sözleşmesi yaptığı işyerlerinde staj adı altında yetişkin bir işçinin yaptığı her türlü işi yüklenen 14-18 yaş aralığındaki çocuklar, iş güvencesiz, güvenliksiz, ağır sömürü ve baskı koşullarında, hak ihlallerine ve iş kazalarına maruz kalarak uzun saatler boyunca çalıştırılıyorlar.

Ekonomik koşullar, buna bağlı olarak eğitim hayatından kopmalar, sınıf tekrarları, üniversiteyi kazanma umudunun kaybedilmesi gibi sebepler bu çocukları istemedikleri bu tercihi yapmak zorunda bırakıyor.

Okula gitmesi gereken o 1 günde bile, hatta tüm okulların tatile girdiği ara tatillerde ve haftanın 6 günü çalışmak zorunda kalıyorlar. Yoklamayı işveren tutuyor. Haftada 1 gün okula gitse bile zaten aşırı yorgunluktan derslere uyum sağlayamıyorlar. Bunun karşılığı olarak asgari ücretin yüzde 30’unu alıyorlar. Bunun da 3’te 1’i zaten devlet tarafından çocuğa ödenmesi için işverene ödeniyor. Güvencesiz çalıştıkları için onu bile zamanında ödemeyerek haklarını gasp ediyor.

Denetlenmeyen çoğu işyerinde fiziksel ve psikolojik yeterliliğe sahip olmayan bu çocuklar arasında tehlikeli iş makinelerine sıkışma, elektrik çarpması, uzuv kaybı, yanma, kimyasallara maruz kalma gibi iş kazalarının yanı sıra iş cinayetleri de artmış durumda.

Arda metal makinesine sıkışarak, Erol Can üzerine sunta bloklarının devrilmesiyle, Beyzanur vücudunun büyük bölümü yandığı ve hastaneye geç götürüldüğü için, Ömer elektrik bağlantısı yaparken çatıdan düşerek, Ulaş kaporta atölyesinde yanarak can verdi.

MESEM’ler ucuz emeği ve patronların talebiyle çocuk işçi çalıştırmayı teşvik eden ve meşrulaştıran, çocuk işçiliğe yasal kılıf uyduran “eğitim’’ merkezleridir. 

Türkiye imzaladığı ILO Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi’ne uymalıdır.

Çocuk çalıştıran işyerleri denetlenmelidir. MESEM projesi iptal edilmelidir. Bu çocuklara meslek eğitimleri denetimsiz, kontrolsüz, çocuğa uygun olmayan oto sanayi, torna tezgahı gibi ağır ve çok tehlikeli işlerde çalıştırılarak değil; kendi meslek liselerinde, pedagojik eğitim almış meslek öğretmenleri gözetiminde verilmelidir. Bu liselere yeterli kaynak ayrılmalı, yeterli öğretmen atamaları yapılmalı, işliklerde ve atölyelerde kullanılacak makineler ve materyaller için kaynak ayrılmalı, bu çocuklara burs sağlanmalı. MEB patronlara çocuk işçi çalıştırması için ödediği teşvik paralarını bunun için harcamalı.

Ebru Öğretmen

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol