Krizin faturasını işçi sınıfına ödetmek isteyen patronlar için Covid-19 salgını işçilerine haklarına saldırı için elverişli bir ortam sunuyor.
Pek çok iş kolunda işçiler riskli ortamlarda çalışmaya zorlanırlarken, işlerin durma noktasında kalan işyerleri, işçileri zorla ücretsiz izne çıkarıyor. Can güvenliği ve iş güvenliği ikilemiyle karşı karşıya kalan işçiler, üretimin durdurulmasını istiyor.
Covid-19 virüsün etkisi artıyor. Sağlık Bakanlığı her akşam hastalığa yakalanan insan sayısını açıklıyor. Televizyon kanalları “sosyal izolasyon” çağrıları yapıyor. Sağlık Bakanı “Herkes kendi OHAL”ini ilan etsin” diyor. Ülkeler arası seyahat yasaklandı. Şehirler arası seyahatler izne tabi tutuldu. Bazı yerleşim yerlerinde karantina ilan edildi.
Ancak patronlar işçileri çalıştırmaktan vazgeçmiyorlar. Metal sektöründen, büro ortamlarına, marketlerden, madenlere, çağrı merkezlerine, tekstil sektörüne kadar pek çok işyerinde salgına karşı tedbir alınmıyor. İşçilerin risk altında çalışması isteniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da dün akşam ulusa sesleniş konuşmasında “Üretim devam edecek” dedi. Ancak virüsün bulaşmasını önleyecek hiçbir tedbir almayan patronlara hiçbir yaptırım yok. Bu duruma tepki gösteren emekçilere ise sopa gösteriliyor.
Tüm dünyada, salgının hızla yayılmasını önlemek için insanlar arasındaki fiziksel mesafenin sağlanması gerektiğini söyleniyor. Bu mesafeyi koruyabilenler işe gitmek zorunda kalmadan da yaşamını sürdürebilen orta sınıflar ve sermaye kesimi. Her gün işe gitmek zorunda bırakılan işçiler hem yakınlarının hem de kendilerinin sağlığını korumak için üretimin durdurulmasını istiyorlar.
İstanbul Maltepe’de bulunan Sanel fabrikasında bir işçide virüs tespit edilmesi üzerine, işçiler can güvenlikleri için işi durdurdu. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 13. Maddesinde yer alan işten kaçınma haklarını kullanan işçiler, 14 günlük karantina süresi boyunca işbaşı yapmayacaklarını duyurdu. Öte yandan patron da kısa çalışma ödeneğine başvuracağını bildirdi.
İstanbul Tuzla Serbest Bölge’de bulunan Birleşik Metal İş sendikasının örgütlü olduğu Mata Otomotiv Fabrikası çalışanlarının da büyük bir kısmı ücretsiz izne çıkarıldı. İşçilere, kısa çalışma ödeneğine başvurulacağı söylendi. Ford Otosan fabrikaları da üretimi durdurma kararı aldı. Patronlar kısa çalışma ödeneğine başvuracağını açıkladı.
Kısa çalışma ödeneği, işini zorunlu sebeplerle durduran işyerlerindeki işçilerin aylık ücretinin yüzde 60’ının işsizlik fonundan ödenmesi. İşveren kısa çalışma dönemi sonunda işçiyi işten çıkarırsa, kısa çalışma döneminde işçiye ödenen para, işsizlik maaşından mahsup ediliyor.
Yani patronlar ellerine ceplerine atmıyorlar. Kısa çalışma ödeneği, işçilerin doğalgaz, elektrik, su ve bakım masraflarının arttığı koşullarda, sefalete mahkûm edilmesi anlamına geliyor.
Kâr değil insan
Sadece fabrikalar, marketler değil, bürolarda çalışan “beyaz yakalı” işçiler de risk altında çalıştırılıyor. Kamu ve özel banka çalışanları yaşadıkları sıkıntıları telefon aracılığıyla bildiriyorlar. Banka çalışanları her gün en az 60 kişi ile muhatap olduklarını belirterek, hafta sonları bile çalışmaya zorlandıklarını söylüyorlar. Bir bankaya ait şubeler, çalışanlarında virüs tespit edildiği için kapatıldı. Diyarbakır’da bir banka şube müdürü virüs nedeniyle hayatını kaybetti, şube karantina altına alındı. İstanbul’da bulunan bir banka şubesinde çalışan güvenlik görevlisi virüs nedeniyle hayatını kaybetti, şube kapatıldı.
Büro Emekçileri Sendikası (BES) bir çok kamu kuruluşunda Covid 19 vakalarının arttığına dikkat çekti. Konuyla ilgili yapılan açıklamada “salgının geldiği boyut nedeniyle dönüşümlü tedbirli çalışmanın geçerliliğini kaybettiği” söylendi. Ve zorunlu olmayan kamu hizmetlerinin durması çağrısı yapıldı.
Türkiye Taşkömürü Kurumu, salgına karşı maden ocaklarında üretimi durduracağını açıkladı. Yapılan açıklamada “Üretimi tamamen durduruyoruz. Yeraltında 695 kişi üç vardiya çalışacak, bu arkadaşlar tamir, bakım su hatları ve gaz kontrolü görevlerini sürdürecek” denildi.
Çağla Oflas