Bilgi Üniversitesi Sosyal-İş Sendikası işyeri temsilcisi Beyhan Sunal, Covid-19 salgını karşısında işçilerin taleplerini anlatıyor.
Dünyayı sarsan bir salgınla karşı karşıyayız. En küçüğünden en büyüğüne tüm yönetimler insan hayatı ile sınanıyorlar. Aldıkları ya da almakta geciktikleri kararlar insanların canına mal oluyor. Daha önce benzeri görülmemiş bir salgın olduğu için elbette biraz kervan yolda düzülüyor. Herkes yaşayarak öğreniyor. Ama tabii ki bu kadar masum bir süreçten geçmiyoruz. Karar alma süreçlerinde yönetimlerin öncelikleri her ülkenin ve işletmenin nasıl bir yönetim anlayışına sahip olduğunu da gösteriyor. İnsan hayatını öne alan karar süreçleri, salgının yayılmasını önlüyor, ölümleri en aza indiriyor. Kar amaçlı karar süreçleri ise, her gün yeni bir fırsatçılık olarak karşımıza çıkıyor. Korona adeta bir turnusol görevi görmektedir. Pahalı olduğu için işyerlerinde hijyen önlemlerinin alınmayışı ile başlayan süreçte, ödenmeyen maaşlar, işten çıkartmalar, ücretsiz izin ya da yıllık izin kullanmaya zorlamalar virüsün besin zincirine yeni halkalar eklerken, toplumsal olarak onarılamayacak yaralar açıyor. Salgının faturası evine ekmek götürmekte zorlanan insanlara çıkartılıyor.
İşsizlerin işsizlik sigortası kapsamına alınması, işten çıkartmaların yasaklanması, kısa çalışma ödeneği uygulamasına geçilmesi, zorunlu izinlerin yıllık izinlerden kesilmemesi ve emeklilere bu dönem için ek gelir ödemesi yapılması ilk elde alınması gereken önlemlerdir. Sendikalar olarak taleplerimizi dile getirmeye ve sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz. İnsan hayatı ile sınandığımızı unutturmayacağız.
Beyhan Sunal, Bilgi Üniversitesi Sosyal-İş Sendikası işyeri temsilcisi
(Röportaj: Çağla Oflas - Sosyalist İşçi)