Seçim sonuçlarını doğruya en yakın tahmin eden KONDA, bu sonuçlarla kutuplaşmanın bir kez daha teyit edildiğini belirtti.
KONDA, 24 Haziran’da gerçekleşen milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair kapsamlı raporunu açıkladı. 100 sayfalık raporda, “Seçimin bir kez daha kutuplaşmanın ve kimlik siyasetlerine sıkışmanın teyidi olduğu” tespitine yer verildi.
İlçeler belirliyor
Türkiye siyasetinin ilçelerde belirlendiğini kaydeden KONDA, AKP’nin 417 ilçede salt çoğunluğu aldığını ve bu ilçelerdeki toplam seçmen sayısının 16 milyon 597 bini aştığını hatırlatarak, bunun da genel seçmen sayısının yüzde 30’una karşılık geldiğine dikkat çekti.
AKP’nin ardından ilçelerde etkin siyaset yapan bir başka partinin HDP olduğu belirtilerek şunlara dikkat çekildi: “HDP’nin, özellikle Kürt ilerine bağlı ilçelerde baskın parti olmasının da etkisiyle salt çoğunluğu aldığı 73 ilçe bulunmaktadır. Bu 73 ilçeden aldığı oy ise HDP’nin ülke genelinde aldığı oyun üçte birini oluşturmaktadır.”
Rapora göre CHP’nin salt çoğunluk sağladığı ilçelerin sayısı ise 24’te kaldı. İlçelerin yarısında ise hiçbir parti salt çoğunluğu yakalayamadı.
Oylar değişse de yerleştikleri taban değişmiyor
Oy oranlarının değişiyor gibi göründüğü ancak partilerin toplumsal tabanlarında paralel bir değişme olmadığı kaydedilen KONDA raporunda, "Oy oranları değişiyor gibi görünse de partilerin yerleştikleri toplumsal taban çok da değişmiyor" tespitine yer verildi.
Raporda, “2002’den bu yana Genel ve Yerel Seçimlerdeki oy oranları üzerinden bakıldığında AKP'nin ulaştığı en üst sınırın yüzde 50’nin hemen altı, alt sınırın ise ortalama yüzde 42 mertebesinde olduğu anlaşılmaktadır” dendi.
CHP’nin ‘bir dönem yerleştiği’ yüzde 20 çizgisi ile yüzde 25 arasında sıkıştığı belirtilirken; MHP’nin geleneksel seçmenlerinin önemli bir kısmını İYİ Parti’ye kaybettiği ancak AKP’den gelen yeni oylarla birlikte yine yüzde 11-12 bandında durduğu kaydedildi.
Meclis’e giren partilerin 24 Haziran’daki oy oranlarına dair raporda, “Neredeyse aynı sayıda seçmenin üç partide duruyor olması bile, oranların değişiyor gibi görünmesine karşın seçmen sayıları ve kümeleri bakımından bu üç partinin de nasıl bir donmuşluğun içine sıkıştıklarını göstermektedir” değerlendirmesine yer verildi.
Partilerin değerlendirilmesi
Raporda 24 Haziran'da Meclis'e giren beş siyasi partiyle ilgili şu özet değerlendirmeler yapıldı:
AKP: Her bir partinin ülke genelinde aldığı toplam oylarının bölgelere dağılımına yine seçmen oranlarıyla beraber bakıldığında, AKP'nin tüm bölgelerden seçmen oranlarına göre dengeli bir şekilde oy aldığı ve tüm bölgelerde var olduğu ve küçük farklılıklar olmasına karşın seçmen ve AKP oylarının bölgelere göre kombinasyonunun oldukça paralel olduğu görülmektedir. Bu analizden yola çıkarak AKP'nin tüm siyasal ve toplumsal kutuplaşmalara karşın hâlâ bir kitle partisi olduğunun da altı çizilmelidir.
CHP: CHP’nin daha önceki seçimlerde de gözlenen bölgesel sıkışmışlığının devam ettiği görülmektedir. CHP batı bölgelerinde seçmen ağırlığından fazla oy alırken doğu bölgelerinde seçmen oranlarına kıyasla oldukça düşük oy almaktadır.
HDP: HDP ise CHP ile benzer biçimde bölgesel sıkışmışlığını sürdürmekte ve Güneydoğu, Ortadoğu ve Kuzeydoğu Anadolu bölgelerinden toplam oyunun yüzde 45’ini almaktadır. Yine Kürt seçmenlerin göçlerle yoğunlaştıkları İstanbul ve Akdeniz bölgesi de HDP’nin oyunun yüzde 30’unu oluşturmaktadır.
MHP: MHP oyları Akdeniz, Batı Anadolu, Orta Anadolu, Batı Karadeniz bölgelerinde seçmen dağılımından daha yoğun, buna karşılık İstanbul, Batı Marmara, Ege ve Güneydoğu’da daha düşük oy almaktadır.
İYİ Parti: İYİ Parti, Ege, Akdeniz, Doğu ve Batı Marmara bölgelerinde seçmen dağılımına kıyasla daha yüksek oy almıştır. MHP ve İYİ Parti’nin bölgesel oy kombinasyonuna bakıldığında Güneydoğu ve orta-doğu bölgelerinde beraberce çok düşük oldukları buna karşılık diğer bölgelerde birbirlerini bütünledikleri ya da birbirilerinin yerine oy aldıkları söylenebilir.