Kaos GL Derneği, Ankara, İzmir ve Osmaniye başta olmak üzere pek çok şehirde dağıtılan ve eşcinselleri hedef alan bildirler üzerine bir açıklama yayımladı.
Kaos GL Derneği geçen hafta pek çok şehirde LGBTİ+'lara dönük nefret çağrısı yapan bildiriler dağıtılmasına ilişkin basın açıklaması yayımladı.
Açıklama şöyleydi:
Geçtiğimiz hafta Ankara, İzmir ve Osmaniye’de LGBTİ+'lara dönük nefret çağrısı yapan bildiriler dağıtıldı. Kimi yerde posta kutularına bırakılan, kimi yerde doğrudan sokakta dağıtımı yapılan bu bildirilerin ortak noktası; homofobik nefreti körüklemeleri, eşcinselliğin bir hastalık olduğu ve bazı dinlere göre yasak olduğunu iddia etmeleriydi.
Ne var ki bu bildirilerin tek ortak noktası içeriği değil, aynı zamanda Türkiye'nin farklı yerlerinde eş zamanlı olarak dağıtıma sokulmuş olmasıydı. Bu bildirilerden Ankara'da dağıtılanlar ise adres göstermekten çekinmedi ve bildirinin altına A 9 Haber ve ingilizderindevleti isimli bir internet sitesinin imzası atıldı.
Son yıllarda gittikçe yoğunlaşan homofobik ve transfobik nefret söylemi, bu söylemin Anayasa Mahkemesi nezdinde dahi ifade özgürlüğü olarak görülmesinin bir sonucu olarak gitgide yoğunlaşmıştı. Biliyoruz ki artık ana akım olduğu söylenen medyada yer alan nefret yazıları, yasal koruma sağlayan takipsizlik kararları ve mahkeme hükümlerinin de verdiği rahatlıkla hem çoğaldı hem de kapsamı arttı.
Nefret söylemini koruyan bu trendin sonunda artık suç örgütü olduğu iddia edilen yapılar da kendilerine yönelen meşruiyet tartışmasından sıyrılmak için çözümü LGBTİ+'lara saldırmakta buldu.
LGBTİ+'lar ne devletin, ne bireylerin ne de bireylerin bir araya gelmesiyle oluşan grupların kamuoyunca meşru görülmeyen eylemlerine dönük tartışmaların üzerini örten paravanlar değildir. Tarih, LGBTİ+'lara saldırarak toplumda güç kazanmaya çalışan odakların aslında toplumun tam olarak karşısında yer aldığını gösteren örneklerle doludur.
Bir yandan bu nefret bildirilerini yazanları, dağıtanları, dağıtımını engellemeyenleri kınarken bir yandan da kamuoyunun, yargı makamlarının ve toplum önündeki yöneticilerin dikkatini çekiyoruz: Yapılan her homofobik konuşma, homofobik söyleme kalkan olan her yargı kararı, kamuoyunca olumlanan her nefret söyleminin sonucu, daha fazla nefret söylemi, daha fazla nefret saikli şiddet ve daha fazla nefret cinayetidir.
Yetkilileri bu homofobik nefret söylemini yaygınlaştıranlara karşı harekete geçmeye çağırıyor, yargı makamlarının ise evrensel hukuk sistemine eşgüdümlü bir biçimde nefret söyleminin ifade özgürlüğünün ifade özgürlüğü korumasından yararlanmadığını gösteren kararları ile dolaylı da olsa, bu nefret iklimini sona erdirmeye çağırıyoruz.