Antikapitalistler tarafından İstanbul’da düzenlenen toplantıda, 24 Haziran seçimlerinin ardından oluşan yeni durumda birleşik mücadelenin imkanları tartışıldı.
Cezayir toplantı salonunda düzenlenen toplantıda, ilk olarak Antikapitalistler aktivisti Canan Şahin söz aldı.
Türkiye’deki durumun tesadüf olmadığını ve dünya genelinde bir sağa kayış ve otoriterleşme eğiliminin olduğunu dile getiren Canan Şahin, bundan birkaç yıl önce çözüm sürecinin içerisinde bulunan AKP’nin sağa kaydığını, bir siyasi hareket olarak farklı krizlerle farklı ittifaklarla yanıt verdiğini söyledi.
Yeni bir birleşik cephe çağrısı
2008 ekonomik kriziyle gelen resesyon, bunun yarattığı eşitsizlikler ve ortaya çıkan siyasi krize AKP’nin kurduğu rejimle bir aşamada eklemlendiğini belirten Antikapitalistler aktivisti Şahin, ABD’nin hegemonya krizi ve Türkiye devletinin “beka kaygısı” gibi kırılmaların AKP’yi şu an içerisinde olduğu ittifaklara sürüklediğini ifade etti.
Türkiye’deki siyasi kamplaşmanın sol kanadını temsil ettiği iddia edilen sağ sosyal demokrasinin Avrupa’daki seküler sağcılardan farklı argümanlar üretmediğini söyleyen Canan Şahin, bu sebeple muhalefetin AKP içindeki krizlerden yararlanamadığını dile getirdi.
Muhalefet problemini iktidar problemiyle birlikte tartışacağımız yeni bir döneme girdiğimizi ifade eden Şahin, AKP’nin ürettiği bütün sağcı argümanları ayıklayıp yeni bir birleşik cephe yaratmamız gerektiğini; bu cephenin Türk milliyetçiliğine karşı mücadele eden ve göçmenlere sahip çıkan bir siyasi hat izlemesi gerektiğini söyleyerek sözlerini bitirdi.
Aşağıdan mücadeleleri inşa etme çağrısı
AKP’nin MHP ve BBP ile kurduğu politik odağın ne amaçla olduğunun ve Türkiye devletinin “beka” eksenli yöneliminin doğru tahlil edilememesi sonucu Kürt siyasi hareketinin ve sosyalistlerin de yanlış bir rotaya sürüklendiğini dile getiren Barış Vakfı yöneticisi Hakan Tahmaz, bu “beka” siyasetinin toplumda da karşılık bulduğunu söyledi.
Ortadoğu’daki Kürt korkusuyla devletin 1930’lara döndüğünü söyleyen Hakan Tahmaz, bunun karşılığında savaş karşıtı hareket adına Irak savaşında görülen seferberliğin olmadığını belirtti.
AKP’ye oy verenlerin bir kısmının dahi “bu böyle gitmez” dediğini, bunun nasıl gideceğinin yolunu bulmamız gerektiğini ve bunun sadece seçimlerde alınacak kararla ilgili olmadığını ifade eden Hakan Tahmaz, “Devrimci bir siyaset algı yönetimi üzerinden inşa edilemez. Ne yazık ki muhalefet bunu yapmaya çalışıyor. Seçim kampanyasının merkezinde YSK’da hile olacağı iddiası yer aldı. Bunun doğruluğuyla yanlışlığıyla ilgili bir şey söylemiyorum ama buradan kurulmuş bir hayatla bir gelecek inşa edilemez. Gerçek olmayan bir korku duvarı örüyorsunuz” diye konuştu.
Kolay yoldan siyaset yapma ve merkezden siyaset yapma işinin bırakılması gerektiğini dile getiren Hakan Tahmaz, parlamento siyasetini reddedenlerin vekil olmak için birbiriyle yarıştığını hatırlattı. Aşağıdan herhangi bir güçlü toplumsal hareket inşa edilemediğinde solun veya toplumsal dönüşümün olamayacağını ifade eden Tahmaz, yönümüzü buraya dönmek ve emeğimizi buraya harcamak gerektiğini söyledi.
“Sağa kayış görmezden gelinerek mücadele edilemez”
Forumda son olarak DSİP GYK üyesi Şenol Karakaş konuştu.
Yeni bir Türkiye kurulduğunu söyleyen Karakaş, bu dönemde mücadele edeceksek, kendimiz de dahil eleştirinin kırbacını herkese vurmamız gerektiğini, soldaki sağcı argümanları temizlememiz gerektiğini dile getirdi.
HDP’nin çok zor koşullarda elde ettiği başarının altını çizen ve bunun verdiği morali hatırlatan Şenol Karakaş, Türkiye siyasetinde ise 1999’a benzer bir sağa yatış olduğunu, bugünkü durumun daha tehlikeli olduğunu vurguladı.
Bu sağa kayış tespit edilmeden, bunun kökenleri anlaşılmadan buna karşı mücadele edilemeyeceğini belirten Karakaş, solda ve muhalefet cephesinde İyi Parti gibi ırkçı bir sağcı partinin gördüğü teveccühü eleştirdi.
AKP ile MHP arasındaki çatlaklara dikkat çeken DSİP GYK üyesi, MHP’nin normal bir parti olmadığını dile getirerek faşizme karşı özel bir mücadele hattı izlenmesi gerektiğini hatırlattı.
AKP’de Erdoğan’ın iddia ettiği gibi bir “metal yorgunluğu” olmadığını, aslında partinin öldüğünü ve kabuk değiştirdiğini ifade eden Şenol Karakaş, “Erdoğan’ın liderliği, tek adamlığı parti içerisinde şekillenirken bütün eski becerileri gitti. AKP’nin elitleri var, yoksulları var. Bunların arasındaki makas açılıyor, taban bunu görüyor. Makasın açılması devam edecek, giderek derinleşecek. Ekonomik krizle, bu krize yanıt veren hükümet programının AKP’ye oy veren işçileri vurma hızı, bu çelişkinin ne hızla ortaya çıkacağını belirleyecek” dedi.
Özgürlükçü ve enternasyonalist bir sol
Mücadele dolu günlerin bizi beklediğini söyleyen Karakaş, şöyle devam etti:
“Bugün AKP ve MHP’nin ortaklığı ve İyi Parti’nin bu iklime gökten düşmüş gibi inmiş olmasındaki etkenlerden birisi de, Türkiye’de sol adına birçok örgütün, sendikanın, STK’nın liderliğinde bulunan, yayınlarında seslerini duyuran kişilerin milliyetçiliğe özel bir katkısı olduğunu görmek lazım. Milliyetçiliğe karşı milliyetçiliğin kullanılması, MHP’nin normalleştirilmesi gibi şeyler gördük. Dünyanın hiçbir yerinde bir göçmen grubu, o ülkenin sosyalistleri tarafından Türkiye’de oluğu gibi yalnız bırakılmamıştır. Bu tavrın Suriye’deki savaşa karşı çıkamamada rolü var. Önümüzdeki dönemde siyasetin sağa yatışına karşı adımlar atacaksak, bu soldan bambaşka şeyler söyleyerek, yepyeni adımlar atmak gerektiğini vurgulamak lazım.
24 Haziran’ın sonucu siyasetin sağa yatmasıysa, biz de özgürlükçü ve enternasyonalist bir solu inşa etmek için sola yatalım.”