Kredi borçlularının sayısı arttığı için büyüdük!

12.06.2018 - 09:13
Haberi paylaş

2018 yılının ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisinin büyüme oranı, bir önceki yıla göre yüzde 7,4 oldu.

Büyüme rakamı geçen yıl da yüzde 7’nin üstünde açıklanmıştı, 2018 yılı ilk çeyreğinde bu trendin devam ettiğini görüyoruz. Büyüme rakamının üretim ve harcamalar yönünden hangi kalemlerden oluştuğu, 2017 ve 2018 yılları karşılaştırmalı olarak aşağıdaki tabloda mevcut:

 

2017 Birinci Çeyrek

Sektör Payı

2017 Birinci Çeyrek Büyümesi

2018 Birinci Çeyrek

Sektör Payı

2018 Birinci Çeyrek Büyümesi

Üretim Yönünden

       

Büyüme

100

5,4

100

7,4

Tarım Sektörü

2,7

5,6

2,5

4,6

Sanayi Sektörü

22,0

6,7

22,7

8,8

İnşaat Sektörü

7,9

5,2

7,7

6,9

Hizmetler Sektörü

55,9

6,5

55,7

10,0

Vergi-Sübvansiyon

11,5

0,7

11,4

6,5

Harcamalar Yönünden

       

Büyüme

100

5,4

100

7,4

Hane halkı Tüketimi

60,0

3,8

60,4

11,0

Devlet Tüketimi

15,0

9,0

14,2

3,4

Yatırım

28,8

3,0

30,0

9,7

Stok Değişimi

-0,1

-

2,2

-

İhracat

26,8

10,1

25,0

0,5

İthalat (Eksi)

30,5

0,9

31,7

15,6

Üretim açısından en yüksek büyüme hizmetler grubunda gerçekleşti, tarımsal üretimde büyüme hızı düştü, sanayi ve inşaat alanlarında küçük artışlar sağlandı. Büyümenin en fazla arttığı kalem ise kamu tarafından finanse edilen sübvansiyonlar. Yani bütçe açığını artıran, kamu tarafından kapitalistlere para aktarma şeklinde gerçekleşen kaynak transferleri, 2018 büyümesinin temel unsuru oldu.

Konuya harcamalar yönünden bakarsak, büyümeye en fazla katkı insanların harcamaları ile sağlandı. Bu harcamaların genellikle kredilerle finanse edildiği biliniyor. Kredi kartlarında, tüketici kredilerinde, ev ve taşıt kredilerinde yani toplam kredi hacminde son bir yılda yüzde 10 artış gerçekleşti. 2017 yılı başında Kamu Garanti Fonunun devreye girmesi ile bankalara, kredi piyasasına karşılıksız para çıkışı sağlanmaya başlandı, bu sistem halen devam ediyor.

KGF etkisiyle 2017 ve 2018 yıllarında kredi hacmi 2,1 trilyon TL’den 2,3 trilyon TL’ye yükseldi. Yani harcamalar yönünden büyümenin aslan payını kredi borçluları sağladı.  İnsanlar kredi kullanarak, geleceklerini ipotek altına sokarak harcama yapmaya zorlandılar.

2018 ihracat-ithalat rakamları büyümeye negatif etki yaptı. Düşen TL değerine rağmen ihracatta artış sağlanamadı. Zorunlu olarak alınması gereken kalemler (petrol, doğal gaz, ara mallar, makine teçhizatlar) nedeniyle ithalat arttı, bu da büyümeye negatif etki yaptı.

Sonuç olarak açıklanan büyüme rakamları, önceki yıllarda olduğu gibi, 2018 yılında da, insanların borçlandırıldığını, kredi borçlusu kişi sayısının arttığını, kamu fonlarının kapitalist işletmelere kaynak olarak aktarıldığını, ithal kalemlere ayrılan payın arttığını gösteriyor.

Yoksul zengin uçurumu artıyor, işsizlik artıyor, kredi borçluluğu artıyor. Hukuk azalıyor, demokrasi azalıyor, adalet azalıyor. Açıklanan büyüme rakamlarının gösterdiği OHAL koşullarındaki Türkiye gerçeği bu.

Faruk Sevim

[email protected]

Bültene kayıt ol